MASALLAR (Jean de LAFONTAİNE)
Jean de Lafontaine’den “Masallar”.
Çocukların teknolojiyle büyüdüğü, masalların yerini fantastik hikayelerin almaya başladığı bir dönemde...
Bir masal anlatmaya ne dersiniz?
Çocukların teknolojiyle büyüdüğü, masalların yerini fantastik hikayelerin almaya başladığı bir dönemde...
Bir masal anlatmaya ne dersiniz?
TİLKİ
İLE LEYLEK
Leyleği yemeğe buyur etmiş
Ama, demiş tilki;
bizde gelenektir
Konuk, umduğunu
değil, bulduğunu yer
Öyle ki,
tilkinin elisıkısı, çok ilginçmiş
Bir tek çorba çıkarmış ortaya
O da
öyle sulu mu suluymuş
Hem nerede getirir bu
çorbayı?
İnce, düz bir tabakta!
Leylek
gagasını uzatarak,
İçmeye çalışmış düz tabakta çorbasını.
Tilki
sımsıcak çorbayı,
Bir
dikişte bitirmiş mi?
Leylek,
duruma çok kızmış ama;
Çıkarmamış hiç sesini
Gel
zaman, git zaman
O da tilkiyi buyur etmiş yemeğe
Olur, hay hay, demiş bay tilki
Ben
dostların çağrısına;
Hiçbir zaman hayır demem
Tam vaktinde çıkagelmiş
Leyleğe güzel övgüler düzmüş
Bu güzel, hele şu çok güzel
Ya
bunun kokusu, ya şunun tadı
Açılmış mı size tilkinin iştahı
Gelmiş ama nasıl?
Dar boğazlı, uzun ince bir çömlek içinde
Tam
bizim leyleğin gagasına göre
Tilki burnunu ne yapsa, ne
etse boşuna
Hiçbir zaman
sokamaz ki, dar çömleğe
Kıvırmış kuyruğunu
Tutmuş evinin yolunu
Aç kaldığına mı üzülsün
Yoksa leyleğin gülüşüne mi yansın
Başkasını
aldatanlar
Bu
öykü tam size göre
Bir gün sizi de
düşürürler
Başkasına kurduğunuz tongaya.
* * * * *
AĞUSTOS
BÖCEĞİ İLE KARINCA
Saz çalmış,
saz
Derken kış gelmiş çatmış
Bizimkinde
şafak atmış
Bakmış
ki yok yiyecek;
Ne bir böcek, ne bir sinek
Koşup
gitmiş karıncaya:
— Aman kardeş halim yaman
Açlıktan
neredeyse yok olacağım
Hiç korkma yaz gelince öderim
Bire on çekinmeden veririm
İnan yazı geçirmem öyle
Zamanı
gelince kuşkusuz öderim size
Karınca iyidir,
çalışkandır
Ama eli biraz sıkıdır
—Sormak ayıp olmaz mı acaba?
Ne yaptınız koca yaz?
—Ne
mi yaptım, demiş bizim böcek;
Saz çaldım bütün yaz, saz
Kötü mü yaptım sizce
—Yooo! demiş karınca;
Demek saz
çaldınız bütün yaz;
Öyleyse şimdi de oynayın biraz.
* * * * *
KARGA
İLE TİLKİ
Kocaman bir peynir ağzında
Derken, almış
o güzel kokuyu tilki
—Merhaba sevgili karga;
Bu ne güzellik böyle;
Tüyleriniz
gibiyse sesiniz
Bu ormanın sultanı sayılırsınız
Yalanım yok inan bu
sözlerde
—Bir gak deyin de görsün herkes
Desinler
ki aman ne ses, ne ses
Karga bu sözlerine bitmiş
O güzel sesiyle
bir ötmüş
Öyle bir «Gaaak! Gaaak!»
demiş ki
Der demez de ağzından peynir düşmüş
Düşen peyniri,
hiç durur mu
Kurnaz tilki kapıp, yemiş
Yutkunurken bakmış dala,
Şaşkın şaşkın durur karga
—Bayım,
demiş tilki
Şu sözümü hiç unutma
Kulağına küpe et
de
Her dalkavuk över seni
Seni değil, peynirini
Yemek ister, sen
yemeden
Karganın
gelmiş aklı başına
Gelmiş ama neden sonra
* * * * *
İKİ
YOLCU
Her şeyi büyüttükçe büyütürmüş
Hani
öyleleri vardır ya
Pireyi yapar deve
İşte bunlardan biri
—Bir lahana
gördüm, şu evden büyük
—O da bir şey mi, demiş arkadaşı
Ben bir tencere gördüm
İnan şu saray kadardı
Öteki başlamış gülmeye
—Ne gülüyorsun, demiş beriki
Senin lahanaya, böyle tencere
Saçma
sözle akıl yürütmeyin
Değmez kendinizi yormaya
Siz daha iyisini
söyleyin
O zaman aklı gelir başına
* * * * *
ALTIN
YUMURTLAYAN TAVUK
Masal bu
ya, bir adamın tavuğu
Altın yumurtlarmış her sabah
Yumurta kadar bir altın düşünün
Hem de altının altın olduğu devirde
Her sabah altın bir yumurta
Altın yumurtlarmış her sabah
Yumurta kadar bir altın düşünün
Hem de altının altın olduğu devirde
Her sabah altın bir yumurta
Adam
demiş ki kendi kendine
Büyük bir hazine olsa gerek
Bizim beyaz tavuğun içinde
Eline aldığı gibi koca bıçağı
Kesivermiş tavuğu boylu boyunca
Bir acele, hemen karnına bakmış
Bakmış ama ne altın var ne gümüş
Diğer tavuklar neyse o da onlar gibi
Şaşırıp kalmış mı aptal aptal bizimki
Büyük bir hazine olsa gerek
Bizim beyaz tavuğun içinde
Eline aldığı gibi koca bıçağı
Kesivermiş tavuğu boylu boyunca
Bir acele, hemen karnına bakmış
Bakmış ama ne altın var ne gümüş
Diğer tavuklar neyse o da onlar gibi
Şaşırıp kalmış mı aptal aptal bizimki
Ne güzel
bir masal değil mi bu
Para canlısı şaşkınlara
Çok görmüşlüğümüz var böylelerini
Daha çok, daha çok ama daha çok
Paramız, altınımız olsun derken
Var olan da gider ellerinden
Para canlısı şaşkınlara
Çok görmüşlüğümüz var böylelerini
Daha çok, daha çok ama daha çok
Paramız, altınımız olsun derken
Var olan da gider ellerinden
Bilirsiniz
açgözlü olanlar
Her şeyin tümünü ister
Birer birer işine gelmez neden
Onun için yitirir hepsini birden
Her şeyin tümünü ister
Birer birer işine gelmez neden
Onun için yitirir hepsini birden
▬ ▬ ▬