Kayıtlar

Mayıs, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİ (Emre CANER)

Resim
Sanat dolu bir sayfaya hoş geldiniz. Resim, arkeoloji, tiyatro... “Kaplumbağa Terbiyecisi ” adlı tablosuyla ünlü ressam Osman Hamdi. Öğrenim hayatı, ailesi, eserleri, çalışmaları Dolu dolu yaşanan bir hayat Emre Caner ’in anlatımıyla bizlerle buluşuyor. Osman Hamdi’nin  “Kaplumbağa Terbiyecisi ” adlı tablosu çocukluğumdan beri ilgimi çekmiştir. Hem tablonun renkleri, figürlerin çizimleri hem de adı. İnsan at, köpek terbiyecisi olabilir; ama  “kaplumbağa ” terbiyecisi olmak?! Geçen ay kitabı öğretmen arkadaşlardan birinde görünce hiç vakit kaybetmedim ve uzun bir okuma kuyruğunda ikinci sırayı kapmayı başardım.

mayıs 2016 haber bülteni

Resim
Şubat, mart, nisan derken neredeyse mayıs ayını tamamlıyoruz. Yine dopdolu bir ay... Etkinliklerin bir kısmı haziran ayına uzanıyor. Bu arada şunu hemen hatırlatayım, aylık haber bültenlerine yaz döneminde ara veriyorum. Bu dönemdeki etkinlikleri twitter ya da pinterest'ten takip edebilirsiniz. Bakalım yaza hazırlanırken gündemde neler var?

FİLLER SULTANI İLE KIRMIZI SAKALLI TOPAL KARINCA (Yaşar KEMAL)

Resim
“Bir varmış, bir yokmuş…” diye başlar genelde masallar; devler, cinler, perilerdir sıklıkla kahramanları; çocuklara anlatılır çoklukla gelişsin diye hayal güçleri, öğrensinler diye iyiyi, güzeli. Peki ya büyüklere anlatılan masallar? Masallar uyutmak için anlatılır ya bazen… Biz de “Beni uyutma, kandırma” anlamında kullanırız bu sözü, “Bana masal anlatma!” Ama şimdiki masalımız öyle mi ya! İnsanın okudukça okuyası geliyor; merakla, ilgiyle, acaba ne olacak diye. Eee, kolay mı sultan olmak, tüm dünyaya hükmetmek, güçlü bir fil olmak? Kolay mı fillerle karıncalar arasında haberleşmeyi sağlamak fillerin sağ kolu olmak, hüdhüdlerin başı ulukepez olmak? Kolay mı fillerin emrinde çalışmak, onlara kocaman bir saray yapmak, fil olabilmek yolunda çaba harcamak, karınca olmak? Sözü artık ustaya bırakmak lazım. “Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca”nın hikâyesini Yaşar Kemal’den okumak, okurken de düşünmek lazım.     

EGE SEVGİSİ (Yaşar AKSOY)

Resim
Yaşar Aksoy, 1947 İzmir doğumlu. “Ege Sevgisi” ile tanınan gazeteci - yazar. Elimdeki kitabın basım yılı 1996. Geçtiğimiz günlerde “Aaa, okumamışım!” diyerek elime aldığım, tabir-i caizse “hazine sandığı”mdan bulup çıkardığım bir kitap. Eskilerden kalan ama eskimeyen kitapları okumak da güzel. Yaşar Aksoy aslında bir mühendis. Ancak doğduğu yöreye olan sevgisi, aşkı onu bambaşka mecralara sürüklemiş. Tam anlamıyla bir Ege aşığı olan yazarımızın bölge hakkında sayısız inceleme yazısı ve pek çok kitabı var. “Ege Sevgisi” adlı kitabı da farklı tarihlerde gazetede yayımlanan yazılarından oluşan bir derleme.  “ Elinizdeki kitap geniş kültürlü, temiz yürekli, yurtsever bir Atatürkçü aydının kaleminden çıkmış alıntılar demetidir. Daha kapsamlı bir deyişle bu eserde tarih, mitoloji, sanat, turizm, arkeoloji, çevre, kent, yurt, barış, hoşgörü, insan hakları gibi konular üzerine cana yakın olduğu ölçüde, akılcı dünya görüşü ile dile getirilmiş görüşleri ve açıklamaları bulacak, onları

FERRARİ'SİNİ SATAN BİLGE (Robin SHARMA)

Resim
Yayımlandığı yıllarda oldukça ses getiren bir kitap “Ferrari ’ sini Satan Bilge”. O dönem çok popüler olduğundan mıdır yoksa bu tarz kitapları o sıralarda arka arkaya okumuş olduğumdan mıdır elimin bir türlü varmadığı kitaplardandı. En sonunda o da adını “okunanlar” listesine ekledi. John: Kahramanımız Julian’la aynı okuldan mezun ve onunla çalışıyor; ancak Julian’a göre daha mütevazı bir yaşamı var. Julian: 53 yaşında, başarılı zengin bir avukat. Hem de Harvard Hukuk Fakültesi Mezunu. Çalışması zor bir işkolik. Sahip olduklarına gelince: malikane, jet, tropikal adada bir yazlık ve... kırmızı bir Ferrari.