cephane sandığında kitap
Merhaba Sevgili Kitap Dostları,
Bugün yine bir kitabın tanıtımı vardı sırada ama aşağıdaki yazıyı okuyunca yarın da malum 19 Mayıs...
Bu yazıyı sizlerle de paylaşmak istedim. Asıl savaşın ne olduğu, ne yapmamız gerektiği hakkında hoş bir anekdot. Umarım siz de beğenirsiniz.
Bugün yine bir kitabın tanıtımı vardı sırada ama aşağıdaki yazıyı okuyunca yarın da malum 19 Mayıs...
Bu yazıyı sizlerle de paylaşmak istedim. Asıl savaşın ne olduğu, ne yapmamız gerektiği hakkında hoş bir anekdot. Umarım siz de beğenirsiniz.
CEPHANE SANDIĞINDA KİTAP
Atatürk, 16 Mayıs 1919’da Samsun’a gitmek için ayrıldığı
İstanbul’a, yıllar sonra 1927’de ilk kez dönecekti.
Kütüphanecisi Nuri
Ulusu’ya, gezide yanında götürmek istediği kitapların bir listesini verdi.
Liste o kadar uzundu ki Nuri Ulusu, karton kutular bulup kitapları kutulara
yerleştirmeye başladı.
O sırada kütüphaneye giren
Atatürk, Ulusu’ya ne yaptığını sordu. Nuri Ulusu, “İstediğiniz kitapları kutulara
koyup trene taşıyacağım.” deyince Atatürk, “Dur, biraz bekle!” dedi,
kütüphaneden çıktı. Biraz sonra, kütüphaneye muhafız birliğinden iki er geldi.
Ellerindeki cephane sandıklarını bırakıp çıktılar. Nuri Ulusu, cephane
sandıklarının kütüphaneye niye getirildiğini düşünürken Atatürk yeniden geldi: “Ne
o, Nuri oğlum, şaşırdın değil mi?”
Nuri Ulusu’nun bir şey söylemesini beklemeden konuşmasına devam
etti: “Şaşırma, şaşırma! Savaşta bunlarla cephane taşıdık, sen o zamanlar
çocuktun, bilemezsin. Bu sandıklar benim için çok önemlidir. Şimdi o savaş
bitti, yeni bir savaşımız başlıyor. O da kültür ve sanat savaşımızdır ve
okumakla, kitapla olur. İşte şimdi, cephane taşıdığımız o sandıklara
kitaplarımı koy, bu sandıklarda taşınsın. Cephanenin yerini artık kitaplar
alsın.”
(Süleyman BULUT)