PAUL GAUGUIN
Paul Gauguin. Resim sanatının önde gelen isimlerinden. Farklı
ülke ve işlerde şansını deneyen bir kişi. Ancak ekonomik buhran yüzünden işler
istediği gibi gitmiyor.
Bu hayat gailesinde resim, onun için bir kurtuluş olabilir mi? Yaşamındaki kırılma noktaları neler? Hepsi bu
kitapta.
Okulların açılmasıyla birlikte başlayan toplantılar, sorumluluk
sınavları, yeni müfredat hakkında çalışmalar derken kitapların çoğu beklemede kaldı. Bu ve diğer ikisi hazine sandığımdan göz kırpınca, tam sırası dedim ve işte…
Paul Gauguin ve diğer iki kitap “abc” yayınlarının “PAINT WORLD”
serisinden. Dünya ressamlarının hayatlarını tabloları ve fotoğraflarıyla bize
aktarıyor. Her bir kitapta bir ressam tüm yönleriyle ele alınıyor. Bende
serinin 4, 5 ve 6. kitapları var(Gauguin, Degas, Lautrec). Resim özel ilgi alanınızsa siz seriyi
tamamlayabilirsiniz belki.
“Paul
Gauguin, resim sanatının büyük ustası… Çağdaşları gibi onun da yaşadığı süre
içerisinde değeri anlaşılamamış. Hayatını araştırmak, bulmaca çözmek gibiydi,
yaşamının çoğunu yabanıl alanlarda geçirdiği için gerçekçi bilgilere ulaşmak
oldukça zor oldu. Yaşamının böyle olması onun suçu muydu, yoksa o sistemin
cezalandırdığı bir kurban mıydı? Bu yargılamayı yapabilmek için dönemin çok iyi
araştırılması lazım, ama sizlere yardımcı olabilmek için, biyografisini daha
çok roman tarzında hazırladık ve dönemin bazı nüanslarını aktardık. (Önsöz /
Orhan Göktuğ Gündoğan, İstanbul, 2005)”
*
* * * *
“Fransa,
1846 yılının Mayıs ayı, ‘Le National’ gazetesinde çalışan Clovis Gauguin ile
Peru’nun tanınmış ailelerinden Chazal’ların kızı Aline, görkemli bir törenle
yaşamlarını birleştirirler. Çiftin ilk çocukları 7 Haziran 1848’de dünyaya
gelen Paul Gauguin’di. Paul’ün anne tarafı öteden beri ülkede önemli görevler
yapmaktaydılar.”
*
* * * *
Gauguin’in hayatı babası
ve büyükbabasının ölümüyle değişir. Yatılı okula verilir ve orada yaşadıkları
dünya görüşünün oluşmasında etkili olur.
“Daha
sonraları, küçük Paul on bir yaşına bastığında, Petit Seminaire’e girmesi dış
dünya ile arasındaki sorunları yüzeye çıkarmıştır. Gauguin anılarında şöyle
anlatıyor: ‘Orada çok güzel şeyler öğrendim: Sinsi davranışlardan, sahte
erdemlerden, gammazlıklardan nefret etmesini; içgüdülerime ve mantığıma ters
düşen her şeyi de kuşku ile karşılamasını…’”
*
* * * *
“Gauguin
yirmi üç yaşına gelmişti, ama hala kesin bir mesleği yoktu. Annesi 1867’de
ölmüştü. Koruyucusu Gustave Arosa’nın öğüdüne uyarak borsa simsarı Berti’nin
yanında çalışmaya başladı. Burada memur olarak yaklaşık on yıl kadar çalıştı.
Borsa konusunda kendine rahat bir yaşam sağlayacak kadar bilgi ve tecrübe
sahibi olmuştu, bu olanaktan yararlanarak bir aile kurma kararı verir.”
*
* * * *
“1874’te
büyük gürültülere yol açan empresyonist akımla yakından ilgileniyordu. 1876
yılında Salon des Artistes Français’ye yaptığı ilk resimlerini göndermiş,
yapıtlar da kabul edilmişti.”
*
* * * *
“Gauguin
Ekim ayında Cail caddesine yerleşir. Bundan sonra büyük bir sefalet dönemi
başlamış, bütün çabalarına rağmen iyi bir iş bulamadığı için duvarlara ilan
yapıştırarak para kazanmaya çalışmıştı.”
Ressamların hayat hikâyelerine baktığımızda görüyoruz ki çoğunun
zor bir yaşamı olmuş – en azından hayatlarının belli bir döneminde – .
Fakat bu onları yıldırmamış, çalışmalarına çok fazla engel teşkil etmemiş.
Bulabildikleri ya da yeni çizdikleri yollardan hayatlarına ve sanatlarına devam
etmişler.
*
* * * *
“Mayıs
ayında empresyonistlerin sekizinci sergisine 18 tuvalle katılır. Bu sergi
sırasında Gauguin gravür sanatçısı Bracquemond sayesinde seramik sanatçısı
Chaplet ile tanışır. Bu karşılaşma yakın bir gelecekte meyvelerini
verecektir, çünkü Gauguin’in bu alandaki verimli eserlerinin altında bu karşılaşma
yatmaktadır.”
*
* * * *
“Bu
dönemde dış etkenlerin oynadığı rol ne denli önemliyse, Gauguin’in olaylara
karşı tutumu da aynı ölçüde önemlidir.”
*
* * * *
“7
Ağustos’ta Pounaouia’daki evini satan Gauguin, birkaç gün sonra da Marchesi
adalarına doğru yola çıkar. 16 Eylül’de Hiva-Oa adasındaki Atuana’ya varır. 650
frank ödeyerek köyün ortasında bir toprak parçası alır. Ekim sonunda Gauguin yeni
evine girer. Kasım ayında da Daniel de Monfried’e şöyle yazar: ‘Aldığım
karardan ötürü daha mutluyum. Ve sizi temin ederim ki, burası resim açısından
harika bir yer. Ya modeller… Tümü de şaşırtıcı. Vakit kaybetmeksizin çalışmaya
başladım bile…’”
Kitap Hakkında Kim Ne Demiş?
(İşaretli yerlere tıklayarak yazıların tamamını okuyabilirsiniz)
Blog dünyasında bu tip kaynak kitaplarla ilgili olarak açıklama bulmak pek de mümkün
olmuyor.
Kitapları almamın ilk sebebi ressamların tablolarının bir arada bulunuyor olması
ve kitapların baskı kalitesiydi. Biyografi tarzındaki eserlerin ilgimi çekmesi ve
bu kitaplarda fazla detaya inilmemesi de cabası.
Ben kendi açımdan pek gerekli görmedim ama serinin tüm kitapları
alınarak güzel bir arşiv oluşturulabilir. Bu kadar iyi hazırlanmış bir kitapta
ciltlerin zaman içinde dağılması kitabın tek eksisi. Belki spiralli
cilt kullanılıp sayfanın böldüğü resimler poster gibi katlamalı
yerleştirilebilirdi. Yine de sanatseverlerin kütüphanelerinde yer alması
gereken bir seri diye düşünüyorum.
Bu arada
sanatçının resimleri için: Paul Gauguin
▬ ▬ ▬
İlginizi
çekebilir: