EDGAR DEGAS
“PAİNT WORLD” serisinin 5. kitabı Edgar Degas.
Bu kitapta sivri
dilli, etrafındakilere çoğu zaman kırıcı davranan bir portreyle karşılaşıyoruz.
Ressamın hayat hikâyesi bize bu davranışların altında yatan sebepleri de
aktarıyor. Peki, sanatçı ruhlu bir insanın bu hırçınlıklarının sebebi nedir
dersiniz?
“Edgar Degas, resim sanatının en özel kişiliklerinden biridir. Aslında Degas’ı bir ressam olarak görmek hatasına düşmemeliyiz. Çünkü o resmi ön planda tutarak sanat adına ne yapılabilirse hepsini yapmıştı. Sanat yaşamı boyunca defalarca resmettiği atları ve balerinlerin heykellerini yaparak ikinci boyuttan üçüncü boyuta görkemli bir geçiş yapmıştır. Bu heykeller en usta heykeltıraşlara taş çıkaracak cinsten başarılı çalışmalardır, günümüzün en ünlü müzelerinde sergilenmektedirler. Bunların dışında monotip kavramının mucidi sayılan Degas, bakır levhalar üzerine mürekkep, boya hatta kola ile çalışarak yepyeni bir teknik yaratmıştır.”
*
* * * *
“Edgar-Germain-Hilaire
de Gas, 19 Temmuz 1834 günü, Pierre-Auguste de Gas ile Celestine Musson’un ilk
çocukları olarak hayat gözlerini açmıştı.”
*
* * * *
“Mutlu
bir çocukluk geçiren Edgar, 1847 yılında annesinin ölümü ile yaşantısındaki ilk
büyük üzüntüsünü yaşar. Babası Auguste de Gas, Parisli bir bankerdi. Kültürlü
bir insan olan baba de Gas’ın, müziğe ve resme karşı özel bir ilgisi vardı.
Lacaze, Marcille, Soutzo gibi ünlü koleksiyoncularla yakın dosttu. Küçük oğlu
ile beraber sık sık koleksiyoner arkadaşlarının tablolarını görmeye gidiyor,
boş zamanlarında oğlunu Louvre Müzesinde gezilere çıkarıyordu.”
*
* * * *
“Aslında
Degas, hiç dışarı çıkmıyor da değildi; insanlar onu sık sık tiyatrolarda,
sportif bir zarafete bürünmüş kişiliğiyle hipodromlarda görüyorlardı. Ne var ki
bu gezileri eğlenmekten ve vakit öldürmekten çok, çalışmak içindi. Her operaya
gidişinde balerinleri dikkatle izlemekten, notlar almaktan, hatta eskizler
yapmaktan oyunu seyredemiyordu.”
*
* * * *
“Pisarro,
Degas için: ‘Müthiş bir adam, fakat açık ve çok dürüst.’ diyordu. Cafe de la
Nouvelle-Athenes’deki toplantılar sırasında kırıcı ve sivri görünmeye başlamış,
atölyelerde yaptığı aşırı eleştiriler karakterini vurgulayan bir davranış türü
haline gelmiştir.”
*
* * * *
“Degas
seçtiği çeşitli konular arasında peyzaja, natürmorta ve çiçeklere pek yer
vermemiştir. Ama gerek resimde bulduğu yeni teknikler gerekse heykel
çalışmaları onu çağdaşı olan diğer sanatçıların arasında özel bir yere
koyuyordu.”
*
* * * *
“Degas;
Pissarro’nun deyimiyle ‘katı, sert, yabani, zor ve saptırılması olanaksız
insanlar sınıfından’ bir sanatçıdır. Çağdaşları ondan bahsederlerken ‘Monsieur
Degas’ diyorlardı. Böyle demeleri saygıdan çok korkudan ileri geliyordu.”
*
* * * *
“Degas’nın,
sanatı kadar bir başka çokça bahsedilen özelliği olan karmaşık kişiliği
hakkında, doğru yorumlar yapabilmek için, sanatçının hayatındaki nüanslarının
çok iyi incelenmesi gerekir. Degas resim ya da heykel sanatına sadece bir
sanatçı olarak ilgi duymuyordu, onun için yapmak kadar yapılmışları da görmek
önemliydi. Bu sebeple uzun yıllar boyunca kendine geniş bir resim koleksiyonu
yaratmıştı. Onun topladığı tabloların yansıttığı özelliklere bakarak da
karakteri hakkında bir fikir edinme olanağı vardır. Bu eserlerin seçimi
sırasında gösterdiği özen, bir bakıma onun yaradılışını da simgelemektedir.”
Kitap Hakkında Kim Ne Demiş?
(İşaretli yerlere tıklayarak yazıların tamamını okuyabilirsiniz)
Bu kitapta da farklı bir portre ile karşılaşmanın keyfini
yaşadım. Sanat insanlarının ne kadar zorlu yollardan geçerek bir yerlere
geldiğini gördüm. İşin ilginci çoğu bunu başarı için, şöhret için yapmıyor;
yaptığı işe/sanata olan merak, yetenek, çalışma şevki ve azim onlar için yeterli.
Kitap
hakkındaki genel fikrimi bir önceki “Paul Gauguin” yazımda belirtmiştim. Edgar
Degas’nın resimleri için: artsy
▬ ▬ ▬