FETİH 1453 (Hüseyin TEKİNOĞLU)
İnanç, azim, cesaret, kararlılık
Pek çok ilkin yaşandığı bir zaman dilimi
İki kıta arasında bir köprü
Bir padişah, bir dönem, bir şehir
Yeni bir çağı başlatan önemli bir tarih: 1453
İstanbul’un fethi
“Osmanlı
Beyliği’nin ilk kuruluşu sırasında sağlam temellere oturuşunun amillerinden
birisi, ulemanın devlet idare sistemindeki rolüdür.”
*
* * * *
“İstanbul’un
Osmanoğulları tarafından ikinci, Türkler tarafından ise dördüncü kez
kuşatılması Sultan II. Murad zamanında olmuştur.”
*
* * * *
görsel: gentile bellini |
“Fatih,
devrin kıymetli ilim adamlarından çeşitli ilimler okumuş, yedi tane yabancı dil
öğrenmişti. Kimi hocasından tasavvuf ve Kur’an eğitimi almış, kimi hocasından
da fennî ilimleri tahsil etmişti.”
*
* * * *
“Tıp
alanında önemli çalışmaları olan Akşemseddin, Hacı Bayram-ı Veli’ye intisap
ederek tasavvuf yoluna girmiş ve şeyhinin vefatından sonra da onun halifesi
olmuştur.”
*
* * * *
“Fatih’in
terbiyesiyle bizzat ilgilenen Akşemseddin Hazretleri’nin, Fatih’in dünyasında
ve fetihte önemli bir yeri vardır. Fatih’in en ümitsiz anında onu aşka getiren,
gayretlendiren odur.”
*
* * * *
“Fatih’in
çocukluk yıllarında, üzerine kendi elleriyle resimler yapıp yazılar yazdığı bir
defteri vardı. İstanbul Üniversitesi Tıp Tarihi Enstitüsü Müdürü Süheyl Ünver
tarafından neşredilen bu defter bize; Fatih’in çocukluk şahsiyetine, tahsil ve
terbiyesine, öğrendiği dillere, zevklerine, hocalarına dair mühim bilgiler
verecek işaretler taşımaktadır.”
*
* * * *
“Bu
arada II. Murad’ın vefatını fırsat bilen yeniçeriler, sur haricinde toplanıp
şehri yağma etmeye hazırlanmışlardı. Ancak Çandarlı Halil’in büyük otoritesi
sayesinde, büyük bir isyanın önü alındı. Halil, kalan kapıkulu askerleriyle
alelacele topladığı kuvvetleri bunların üzerine sevk ederek, silahlarını
bırakmazlarsa kılıçtan geçirileceklerini, yeni sultanı beklemelerini ve o
geldikten sonra kendilerine ihsanda bulunacağını söyledi. Yeniçeriler
Çandarlı’ya olan hürmetlerinden dolayı isyandan vazgeçtiler.”
*
* * * *
“İstanbul’da
ilk yerleşim M.Ö. 4-3 bin yıllarına kadar uzanır. Yunan halklarından olan
Megaralılar, şehrin ilk sakinleri olarak bilinirler.
Megaralılar bir iç savaş sonucu Yunanistan’ı terk ederek, bugünkü
Kadıköy - Fikirtepe’ye, sonra da Sarayburnu’na yerleşmişlerdi. Şehir, kurulduğu
zaman liderleri Byzas’ın ismine ithafen Byzantion adıyla anılmaya başlandı.”
*
* * * *
“Roma
İmparatoru tarafından doğuda bir başkent kurma amacıyla gönderilen
Constantinus’un, kendine Byzantion’u seçmesi ve hemen imar faaliyetlerine
girişmesiyle, şehir ikinci bir döneme girdi. Kayıtlarda ‘Yeni Roma’ diye de
geçen şehre, bundan sonra Constantinopolis adı verildi.”
*
* * * *
“Sultan
Mehmed’in hisar yaptırmak istediği mevki, Bizanslıların ‘Hermaneum
Promontarium’ dedikleri, boğazın en dar yeriydi. Milattan beş asır önce İran
Şahı Dârâ’nın ordusu ile Avrupa kıtasına buradan geçtiği bilinmektedir.”
*
* * * *
görsel: fausto zonaro |
“Fatih,
hisarın üç burcunu, üç veziri arasında taksim etti. Güneyde bulunan burcun
yapımını Zağanos Paşa, doğudakinin yapımını Çandarlı Halil Paşa ve kuzeydekinin
yapımını da Saruca Paşa üstlenecekti. Hisarın mimarı ise Osmanlı Mimarisinin
öncülerinden Muslihiddin Ağa’dır.
Rumeli Hisarı,
Bizanslıları hayrete düşürecek kadar hızlı bir şekilde, dört ay gibi çok kısa
bir zamanda tamamlanmıştır.”
*
* * * *
“Taş taş
üstünde koymayan Katolikler, Ortodoksların dini inançlarını hiçe sayarak,
kiliseleri bile tahrip etmekten çekinmemişlerdi. Ayasofya, tarihindeki en büyük
tahribatı, Latin istilasında görmüştü.”
*
* * * *
“Nisan’ın
6. Cuma günü, şehir kuşatıldı. Büyük top, imparatorun yeniden sağlamlaştırdığı
Eğrikapı önüne konmuştu. Padişah, bu kapının tahrip edilemeyeceğini anlayınca,
topu Sen-Romen kapısı önüne taşıttı. Bu kapı, bundan dolayı daha sonra
‘Topkapı’ adını almıştır. Topkapı (Ayos Romanos) bölgesi asıl taarruz
merkeziydi ve Bizans’ın müdafaasının en zayıf bölgesiydi.”
*
* * * *
“İpek ve
Baharat yolu, fetihle birlikte Türklerin eline geçmiş bulunuyordu. Avrupalı
denizcileri başka deniz yolları aramaya iten bu gelişme, coğrafi gelişmeleri
ortaya çıkaracak ve bu Avrupa’nın makus tarihini değiştirecektir.”
görsel: fausto zonaro |
*
* * * *
“Yapacağı
işlerle ilgili olarak en yakınlarına bile hiçbir şey söylememesi, Fatih’in en
karakteristik özelliklerinden biri olarak kabul edilebilir. Onun ‘Sırrıma,
sakalımın bir telinin vakıf olduğunu bilsem, onu yolar atarım’ sözü oldukça
meşhurdur.”
*
* * * *
“Fatih’ten
önce; top bütün dünyada daha çok sesiyle düşmanı ürkütmek için kullanılırdı.
Büyük kaleleri yerle bir edebileceği ve meydan muharebelerinde rol oynayacağı
hiç düşünülmemişti. Fatih bütün bunları akıl ederek, o tarihe kadar görülmeyen
sayı ve çapta top yapımına yöneldi. Topların balistik ve dayanıklılık
hesaplarını kendisi yaptı.”
*
* * * *
“İyi bir
Homeros okuyucusu olan Fatih Sultan Mehmed’in çevirttiği İlyada, bugün Topkapı
Sarayı Müzesi’nde saklanmaktadır.”
*
* * * *
“Hat
sanatının temeli Fatih döneminde atılmış, ‘celi yazı’, en ileri devirlerinden
birini bu zamanda yaşamıştır.”
*
* * * *
“Fatih’in
gül koklayan portresini yapan Sinan Bey, elbiseye verdiği kıvrımlarla gerçekçi
bir boyut oluşturmuş ve bu eseriyle ün kazanmıştır.”
görsel: sinan bey |
*
* * * *
“Fatih
de Avni mahlasıyla gazeller ve kasideler yazmıştır. Eldeki örneklere göre
Fatih, kendi çağının önde gelen birkaç şairi istisna edilecek olursa, şair
olarak da dikkatle üzerinde durulması gereken bir isimdir.”
*
* * * *
“Enderun’da
yetişenler, belli bir yaştan sonra devletin belli bir bölgesindeki kamu
hizmetinde görev alıyor, daha ziyade Harem’de eğitim almış olanlarla aile
kuruyor ve bu aileler Saray’ın görgü ve terbiyesini gittikleri yeni yerde,
canlı bir şekilde devam ettiriyorlardı.”
*
* * * *
“Kardeş
katli hadisesinde, doğru hükmü yakalayabilmek için meseleyi tarihi süreç içinde
incelemek, bu geleneğin hangi sebeplerin sonucunda ortaya çıktığına ve uzun
dönemde ne gibi sonuçlar doğurduğuna bakmak lazımdır.”
▬ ▬ ▬
İlginizi çekebilir:
1.Kadı Burhaneddin - Kemal Demirel
2.Dehanın El Kitabı - Tony Buzan / Raymond Keane
3.Yıldızın Parladığı Anlar - Stefan Zweig
İlginizi çekebilir:
1.Kadı Burhaneddin - Kemal Demirel
2.Dehanın El Kitabı - Tony Buzan / Raymond Keane
3.Yıldızın Parladığı Anlar - Stefan Zweig