DİNLE (Cemalnur SARGUT)
Dinlemeyi biliyor muyuz acaba? Yoksa çevremizdeki sesler bizim için “işitme”düzeyinde mi kalıyor? Dinlediğimizi sandığımız müzik bizi alıp bir yerlere mi götürüyor yoksa notalar kulağımızdan geçip gitmekle mi kalıyor? Peki ya doğa neler söylüyor; çevremizdeki insanlar neler anlatıyor bize? Belki de onların sesini bile duyamıyoruz çoğu zaman.
Cemalnur Sargut “Dinle” adlı kitabında “Tasavvuf, Edep, Kader...” gibi konu başlıklarından yola çıkarak gönlümüzün sesine kulak vermemizin önemine dikkat çekiyor. Çok geç olmadan, bizim sesimiz dünyadan kaybolmadan...
“Mesela bir sigara dumanına bile hüküm geçiremeyip terk etmek istediği halde ona esir olmaktan kurtulamayan insan nasıl olur da hürlük iddiasında bulunabilir?”
Cemalnur Sargut “Dinle” adlı kitabında “Tasavvuf, Edep, Kader...” gibi konu başlıklarından yola çıkarak gönlümüzün sesine kulak vermemizin önemine dikkat çekiyor. Çok geç olmadan, bizim sesimiz dünyadan kaybolmadan...
“Mesela bir sigara dumanına bile hüküm geçiremeyip terk etmek istediği halde ona esir olmaktan kurtulamayan insan nasıl olur da hürlük iddiasında bulunabilir?”
* * * * *
“İnsan
iç yönleriyle Rabb gibi, görünen yönleriyle kul olduğundan, o adam ve Hakk
suretinden çıkarılmış bir nüshadır. Rablık özelliklerini taşıması itibariyle
mertebe bakımından insandan daha iffetli kılınmış bir yaratık olmadığı gibi,
kulluk özellikleriyle de ondan daha aşağı kılınmış bir yaratık yoktur.”
* * * * *
“Kötünün
terbiyesi iyi iledir. İyinin terbiyesi kötü iledir.”
* * * * *
“Hakk’ın
nasihati her Müslümanın kalbinde mevcuttur. İnsanın kendisine kendinden vaaz ve
nasihati olmazsa, dışarıdan vaaz ve öğütlerden yararlanamaz. Kalbini gaflet
perdesi bürümüş biçare, edilen vaazlardan nasıl faydalanabilir?”
* * * * *
“Dünya
gözlüğü, başımıza gelenleri bize acı ve ızdırap olarak gösterir. Ama âlemlerin
gözlüğü, başımıza gelenlerin hikmetini bize anlatır.”
* * * * *
“Bir
insana kimya bilgisini, fiziği öğretmek için öğretmene ihtiyaç vardır.
Zannediyor musunuz ki fizik ve kimya sonradan öğretilir. Öğretmen gelir ve ona
kendi mânâsındaki fizik ve kimyayı anlatır. O zaman çocuk anladım, der. Aslında
anladığı, kendi bildiğidir. İşte mürşid-i kâmil de böyledir. İnsana kendi
içindeki güzellikleri, istidadını gösterir. Bu yönde çaba harcar. Ama istidadı
negatif yönde ise, negatif yöndeki istidadını da ona aşikâr eder.”
* * * * *
“Güneş
doğunca herkese aynı şekilde parlar. Bazısına parlayıp bazısına parlamamak
seçeneği yoktur. Ama bazısını olgunlaştırır, bazısını yakar. Demek ki istidat
ve meylimize göre Allah’ın mânâ güneşi doğduğu zaman bazımızı olgunlaştırıyor,
bazımızı yakıyor. Bu bizim istidadımıza göredir. ”
* * * * *
“Sevgi
ile halledilmeyecek çok az iş vardır. Tabii ki Ebu Cehiller’e tesir edemezsiniz
ama mutlaka ve mutlaka güzellik ve sevgi dünyada çok iş halleder.”
▬ ▬ ▬