NASIL "POP-YAZAR" OLUNUR? (Feyza HEPÇİLİNGİRLER)

Günümüzde pek çok kişi "pop" olmak adına farklı mecralarda boy göstermeye başladı. Teknolojinin gelişmesi ve haberleşmenin kolaylaşması da buna zemin hazırladı diyebiliriz. Artık "popüler" olmak daha bir kolay sanki. 1928 doğumlu Andy Warhol'un da dediği gibi "Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak." 
Kimin ne kadar süreyle ünlü olduğunu bilemem ama Gülten Akın'ın ifadesiyle "Ah, kimselerin vakti yok / Durup ince şeyleri anlamaya". 
İnce şeyleri anlamaya vakti olmayan, bir "hız" ve "kalabalık" içinde kaybolan insanlar belki de kendini öne çıkarmak, var olduğunu gösterebilmek, "meşhur" olabilmek adına  çabalıyor.
İşte Feyza Hepçilingirler de kitabında "Nasıl 'Pop-yazar' Olunur?" diyerek popüler bir yazar olmanın ipuçlarını veriyor(!).



Kitap Hakkında

Feyza Hepçilingirler'in okuduğum ilk kitabı "Türkçe 'Off'"tu. Hem düşündüren hem güldüren bir kitaptı benim için. Yazarın üslubu hoşuma gitmişti. Bu kitabı da bir kitabevinde görünce dayanamayıp aldım.


İtiraf etmem gerekirse kitabı yine üslubundan ötürü seçtim. Kitabın başlığını okuduğumda Feyza Hepçilingirler'in beni yanıltmayacağını yine ironik, esprili; güldüren ama bir o kadar da düşündüren bir kitapla karşılaşacağımı tahmin etmiştim.  Bu kitabı da yine gülümseyerek okudum. Ciddi konuların zaman zaman ironik bir şekilde aktarılmasını seviyorum galiba. Böylece daha eğlenceli ve dikkat çekici - hatta bilgilendirici - olabiliyor.
Son yıllarda 9. sınıflarda "Edebiyat nedir?" yerine "Edebiyat ne değildir?" sorusuyla başladığımız derslere bu kitap da büyük zenginlik katacak kanısındayım. Kitabı tercih etme sebeplerimden biri de buydu zaten.
Kitap aşağıda alıntılarda da (s.15) aktardığım gibi gazete yazılarından oluşmakta. Eğer kitapta yazılanları ciddiye alıp uygularsanız popüler bir yazar olma ihtimaliniz çok yüksek. Zaten Feyza Hepçilingirler de yer yer bunu belirtmiş yazılarında. Yani kitap, popüler bir yazar olmak isteyenler için bir başucu kitabı sayılabilir ne yazık ki! 
"Ne yazık ki" diyorum; çünkü kitaptaki yazılar aslında eleştiri amacı taşıyor. Ancak böyle düşünmeyip yazılanları ciddiye alırsanız bizim ülkemizdeki pek çok kişi için  ne yazık ki - bir tavsiye kitabına dönüşüveriyor. Yok eğer kitaptaki ironiyi (yani tam tersi söylemi, tembel birine "Ay ne de çalışkansın(!)" demek gibi,) ön plana alarak okursanız eğlenceli, hoş bir okuma olabilir sizin için.

Yazar, zaman zaman sert çıkışlar yapıp keskin saptamalarda bulunsa da beğenerek okuduğum bir kitaptı. 

                                               * * * * *

Okur Kitlesi

Bu kitabın iki ayrı okur kitlesi var bana göre.
1-Popüler bir yazar olmak, bu konuda tüyolar almak isteyenler,
2-Mizahi yönü ağır basan bir okuma yapıp yeni nesil yazarlığa eleştirel bir gözle bakmak isteyenler,
bu kitabı ilgiyle okuyabilirler.

(Gerçekten iyi bir yazar olmak isteyenler de bu kitaptan "ne yapmamaları" gerektiği hakkında fikir edinebilirler belki .)

                                               * * * * *

Kitap Hakkında Kim Ne Demiş?
(İşaretli yerlere tıklayarak yazıların tamamını okuyabilirsiniz)

Metin Celal bloğunda da yer verdiği bir gazete yazısında Feyza Hepçilingirler'in kitabından yola çıkarak "pop yazarlar" hakkında düşüncelerini dile getirmiş. Kitaptan alınan örneklerle zenginleşen yazıyı okumak isterseniz: "Nasıl 'Pop-yazar' Olunur?"
Kitap hakkında farklı yorumlar okumak isterseniz Feyza Hepçilingirler sayfasında sizi bekliyor.


                                               * * * * *

Kitaptan Alıntılar

s.xii / “Önsöz”den


“Edebiyat magazinleştirilerek, azaltılarak, hafifletilerek, kimsede hazım zorluğu yaratmayacak ‘light’ duruma getirilerek sunulacak. Öyle yapılıyor.”

                                               * * * * *

s.xiii / “Önsöz”den

“Sürükleyici, bir gecede biten, elden bırakılamayan; hiçbir yeni şey söylemediği için ‘kolay okunan’. Giderek bu, edebiyat okumalarında beğeni ölçütü durumuna gelecek: ‘Çok güzel bir kitap! Çok kolay okunuyor.’”

                                               * * * * *

s.xv / “Önsöz”den

“2006 yılının başında Evrensel gazetesi, vermeye başlayacağı Kitap ekinde ‘Popyazarlar’ı dosya konusu yaptığında benden de bu konuda bir yazı istemişti. ‘Popüler Olmak İsteyen Yazar Adayına Öneriler’ üst başlığıyla bir yazı gönderdim. Evrensel Kitap’ın ilk sayısında (Şubat 2006) yayımlandı. Niyetim o tek yazıyla Kitap ekine destek vermekti; ama konu öyle bereketli çıktı ki sonraki sayılarda da önerileri sürdürdüm. Gazete, Kitap ekini artık veremez oluncaya kadar…”

                                               * * * * *

s.xvi / “Önsöz”den

“Ancak görünen o ki edebiyatın ve topyekûn sanatın değer yitimi giderek çoğalmakta. Bu kitap, susmanın da onaylamak olduğu düşüncesiyle onaylamamak adına yayımlanıyor.”

                                               * * * * *

s.xviii / “Önsöz”den

“Bir yazar diline, sanatına gereken saygıyı gösteriyor ve çok okunuyorsa bu, olsa olsa alkışlanacak bir durumdur. Ama çok satmak, çok kazanmak uğruna, yaptığı işe saygısını yitirmişse, okurlarının aptal yerine koyuyorsa, kaleminden çıkan her yazıyı başyapıt diye sunmaya kalkmışsa işte orada edebiyat adına sorun var demektir.”

                                               * * * * *

s.40

“Aslında edebiyat, yalnız yazmak değil, aynı zamanda susmaktır. Edebiyatın güzelliği asıl sessizliğinden gelir. Yazarın sustuğu yerleri okur tamamlar; zihninde çoğaltır, yeni çağrışımlarla zenginleştirir. Ama siz, bu dediğime aldırmayın. Siz susmayın. Fısıldamak bile size uymaz. Siz bütün gücünüzle bağırın.”

                                               * * * * *

s.73

“Göstereceğiniz bütün çaba, kitabınızı satmak içindir; okuyanların kitapta bir şey bulup bulmaması sizi hiç ilgilendirmez. Kaldı ki okuyan bir şey bulamamışsa bu, sizin değil onun sorunudur. Ya ne aradığını bilmiyor, boşu boşuna bir şeyler bulmaya çalışıyordur ya da sizin söylediklerinizle uyuşacak kıvama henüz gelmemiştir.”

                                               * * * * *

s.126

“Polisiye yazmak, ortalamanın üzerinde bir zekâyı gerektirir. Okurlarınız sizden akıllıysa ve romanın sonuna kadar ondan gizlemeniz gereken katilin kim olduğunu, romanın ortasına varmadan keşfetmişlerse geçmiş olsun. Siz polisiye yazarı olamazsınız.”

                                               * * * * *

s.167

“Şu şarkıyı bilir misiniz? ‘Gurbet içimde bir ok, her şey bana yabancı / Hayat öyle bir han ki acı içimde hancı / Sevmek korkulu rüya, yalnızlık büyük acı / Hangi kapıyı çalsam karşımda buruk acı’. Şarkının adı: ‘Buruk Acı’. Hangi güfte kitabını açıp baksanız şu bilgileri görürsünüz orada. Makamı: segâh, beste: Teoman Alpay, güfte: Türkân Şoray. Ya! Türkân Şoray şarkı sözü de mi yazarmış? Yazmaz aslında. Sennur Sezer yazmış o şarkının sözlerini; ama ‘güfte: Türkân Şoray’ diye bir kez kayıtlara geçince, aslında onun yazmadığı anlaşıldığında bile kimse düzeltme zahmetine katlanmamış.”


                                        ▬    ▬      ▬

Bu Haftaki Tercihleriniz

KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİ (Emre CANER)

GÖR BENİ (Azra KOHEN)

BİR ÖMÜR BÖYLE GEÇTİ (Faruk Nafiz ÇAMLIBEL)

BANDO TAKIMI (Muzaffer İZGÜ)

ŞEMS-İ TEBRİZİ'NİN ÖĞRETİLERİ