OKUMA ZEKASI (Selahattin YAYLAMAZ)
Özellikle son yıllarda sıkça duyar olduk. “bedensel zekâ, görsel zekâ, işitsel zekâ…”. Buna bağlı olarak bir öğrencinin zekâ türüne göre eğitim
almasının önemi ve gerekliliği de eğitim camiasında oldukça sık konuşuluyor,
tartışılıyor.
Tüm bu çalışmaların yanı sıra kitabın yazarı “SelahattinYaylamaz” ve ekibi yeni bir zekâ türünü daha keşfetmişler: Okuma Zekâsı (Reading Intelligence
Quotient – RIQ)
Ülkemizde hâlâ pek çok kişinin “Ne olcak oolum, okuyup ta adam
mı olcan?” ya da “Ders çalışmak varken kitap mı okunurmuş?” nidalarına inat
kitap okuyorsanız “okuma zekâ”nızı
bilmem ama “okuma sevgi”nizin yoğun olduğunu söyleyebilirim.
Peki, “okuma zekâsı” nedir, okuma alışkanlığı nasıl kazanılır ya
da kazandırılır gelin hep birlikte bakalım.
Kitap ilk etapta ismiyle ilgimi çekti: “Okuma Zekâsı”.
“İçindekiler” bölümüne baktığımda
yazıların altı başlık etrafında toplandığını gördüm. “Okuma Zekâsı Nedir?”,
“Okuma Zekâsının Yaşama Etkileri”, “Türkiye’nin Okuma Zekâsı”, “Çözüm
Önerileri”, “Okuma Zekânızı 4 Adımda Geliştirin”, “Okuma Zekâsını
Geliştirenler”
Araştırma ve incelemelerin yapıldığı; eğitim, bilim gibi konuların ele
alındığı bu tarz kitaplarda konuların başlıklar altında ele alınmasını
seviyorum. Böylelikle hem kitap daha rahat okunuyor hem de daha sonra gerekli
olduğunda istediğiniz konuya rahatça ulaşabiliyorsunuz. Örnekler de bizden olunca bilgiler daha somut ve okunur hale geliyor.
Kitap, okuma ve okuma zekâsı üzerine genel bilgi ve konu
hakkındaki görüşlerle başlıyor.
“Türk
eğitim sisteminde kazandırılması gereken en önemli alışkanlık okuma alışkanlığı
olması gerekirken ne yazık ki okullu eğitim bu konuda başarılı olamamaktadır.
Okuma eylemi okuru önce anlamaya, öğrenmeye, yeri geldiğinde de anladıklarını
sözle ve yazıyla anlatmaya, paylaşmaya yöneltmesi gerekirken bu konuda beceri
ve alışkanlığa dönüşen bir eğitimin verilemediği görülmektedir. (Önsöz – Prof.
Dr. Mukim SAĞIR)”
*
* * * *
“Kitapta, akademik dil yerine tüm toplum
kesimlerinin anlayabileceği ortalama bir dil kullanmaya özen gösterdik. Üzerinde
durulan konuların daha yakından anlaşılması için uygulamalarımızdan ve
hatıralarımızdan söz ettik. (Giriş – Selahattin Yaylamaz, İstanbul, 2012)”
*
* * * *
Giriş ve önsöz bölümlerinden sonra “Okuma Zekâsı Nedir?” adlı
bölümle “okuma serüveni”ne adım atıyoruz. “Okuma serüveni” ifadesini özellikle
seçtim; çünkü kitabı okurken öyle hissetim. Hemen her sayfada yeni bilgiler,
ilginç anekdotlar, sözler, anılar ve istatistiki bilgiler okuru hoş bir
atmosfere sürüklüyor.
“Okuma Zekâsı, düzenli ve planlı okuma
eylemi ile sözcük dağarcığının genişlemesi; bunun doğal sonucu olarak da insan
beyninin daha aktif ve verimli bir şekilde kullanılması; muhakeme, uyum, öğrenme
ve yaratıcılık becerilerinin gelişmesidir.”
*
* * * *
“Her insan
sahip olduğu zekâlarla birlikte farklı bir öğrenme, problem çözme ve iletişim
kurma yöntemine sahiptir.”
*
* * * *
“Yapılan
çalışmalar sonucunda bilim adamları şu ortak genellemeye ulaşmışlardır: Kalıtım
belli davranış ve zekâ özelliklerinin alt ve üst sınırını belirler. Bu sınırlar
içerisinde davranışın ve zekânın gerçekte ne olacağını ise çevre koşulları
belirler. Bu anlamda davranışın ve zekânın son biçimini kalıtımla çevre
arasındaki sürekli etkileşim belirlemektedir.”
*
* * * *
“Okuma
yoluyla beyni geliştirmek Okuma Zekâmızı
artıracaktır. Okuma Zekâmız arttıkça
beyindeki aktif nöron sayısı da artacağı için otomatik olarak tüm zekâ alanları
gelişecektir. Herhangi bir zeka alanının gelişmesi için daha çok aktif nörona
ihtiyaç vardır. Aktif nöron sayısını artırmanın en hızlı, en kestirme yolu da
şüphesiz kitap okumaktır.”
Tıpkı kaslarımızı geliştirmek için spor yapmaya benziyor. Vücudumuzu
geliştirmek için “spor yapmak” ne kadar önemliyse zekâ alanlarını geliştirmek
için de “okumak” o derece önemli. Tabii ki gelişimin en önemli şartı “düzenli
egzersiz”.
*
* * * *
“Şu konu
da göz ardı edilmemelidir ki; son bir yıl ya da son bir ay içinde okunan
kitapların zihin için taze katkısı ile çok eskiden okunan kitapların katkısı aynı
olamaz. Yıllar önce çok okumuş, son birkaç yıldır okumayan birisinin Okuma
Zekâsı düzeyi hesaplamada aynı olsa da gerçek anlamda öyle değildir. Çünkü
ileride bahsi geçecek olan zihinsel paslanma söz konusu olmaktadır.”
*
* * * *
“Eskiden
çok kitap okuyan bir insanın o sıralarda okuma zekâsı örneğin ileri düzey ise
sonradan okumayı bıraktığında aktif nöronlar pasif hale gelebilecektir. Eskiden
okuduğu zaman yanan ampuller, okumadığı zaman sönecektir. Önceden ileri düzeyde
olan okuma zekâsı, sonradan alt düzey okuma zekâsına gerileyebilir.”
*
* * * *
*
* * * *
“Okuma zekâsı; bedensel-kinestetik
zekâmızın gelişmesine direkt olarak katkı yapmaz ama okuduğumuz sağlık
kitapları sayesinde sağlıkla ilgili farkındalık düzeyimiz gelişir ve bu dolaylı
bir katkı sağlar. Sağlık farkındalığı gelişen bir birey spor yapmak
istediğinde, bedensel-kinestetik zekâsı artacaktır.”
*
* * * *
“Beyninin
sağ ve sol loblarını kullanan insanlar analitik düşünme becerisine sahiptir.
Sentez ve anlamlandırma işlemini beyninde çok hızlı yapabilirler. Seri ve
yaratıcı düşünme becerileri son derece gelişmiştir. Okunan metni ya da dinlenen
bir konuşmayı kavrama ve yorum yapma konusunda inanılmaz derecede
başarılıdırlar.”
* * * * *
“Okumak ile okumamak arasındaki fark, gece
araçla yola çıkıp da farı açmak ile açmamak arasındaki fark gibidir.”
Kitabın devamında tabir-i caizse farları açmak ile açmamak
arasındaki farktan bahsedilmiş. “Neden kitap okumalıyız, kitap okumak insana ne
kazandırır, bakış açımızın gelişmesine nasıl katkıda bulunur” gibi soruların
cevaplarını bu bölümlerde bulabiliyoruz.
Okumayı
seven, çocuk yetiştiren, eğitim camiasında yer alan kişilerin okuması gereken
bir başucu kitabı olduğunu düşünüyorum.
*
* * * *
“Eğitim
fakültesi Türkçe bölümünde ders okuturken, final sorusu olarak sadece iki soru
sormuştum.
1) Piaget’e göre
çocukta bilişsel yapı kaç evrede gerçekleşir? Açıklayarak yazınız.
2) Sizin bu
konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Birinci
sorunun cevabını herkes biliyordu çünkü ezberlemiş olmalılar. İkinci soruya
şiddetli itirazlar geldi. Gerekçe şu: Hocam biz bunu görmedik kii… ☺”
*
* * * *
*
* * * *
“Analiz
boyutta düşünen insanlar genellikle sığ düşünce yapısına sahiptirler. Az sayıda
bildikleri kelime sayısından dolayı derin ve geniş çaplı düşünemezler. Haliyle
de yaşam sorunlarını çözmekte çok güçlük çekerler çünkü sorun çözmenin zaten
kendisi otomatik olarak sentez yapmak demektir.
Analiz bakış: Sokaklarda
gezmek.
Sentez
bakış: Yüksek dağlardan aşağıları izlemek.
Analitik bakış: Gezegenlerden dünyayı teleskopla izlemek.”
* * * *
*
“Okumak
daha çok zihinsel nitelik kazandırır. Zihinsel nitelik tüm özelliklerimizi
elbette geliştirir. Ancak bir insan okuduğu halde duygusal körlükten,
niteliksiz meraktan ve ruhsal tekâmülsüzlükten kurtulamayabilir.”
*
* * * *
*
* * * *
“Fransızların
ve İngilizlerin %21’i, Amerikalılar ve Japonların %14’ü sürekli kitap okurken
biz bu istatistikte Madagaskar’ı bile geride bırakarak, %0,01 oranında sürekli
kitap okuyoruz. Yani ülkemizde 10.000 kişide sadece bir kişi sürekli kitap
okuyor.”
*
* * * *
“Kitap
Avrupalıların ihtiyaç listesinde 7. Sırada yer alırken bizde maalesef 235.
sırada yer alıyor. Bu, listemizde kitaba yer yoktur anlamına geliyor.”
*
* * * *
*
* * * *
*
* * * *
“Bir devlet üniversitemizde görev yapan bir
eğitim profesörü anlatıyor: ‘Hafta sonu bir kitabevinde kitaplara bakıyormuş.
Bir kitap çok dikkatini çekmiş olmalı ki beni görünce elindeki kitapla yanıma
geldi ve bakın ne dedi. “Ay Hocam inanmıyorum bakar mısınız, Aşk-ı Memnu’nun
kitabı çıkmış.”’☺”
*
* * * *
“Eğitim
dünyası artık insanlara bir şeyler öğretmenin mümkün olmadığını, herkesin
kendisinin istediği takdirde öğrendiğini keşfetmiştir. Üstelik kişinin kendi
öğrendiği daha kalıcı ve daha işlevseldir. Yeni öğretim programlarındaki
‘Yapılandırmacı Yaklaşım Modeli’ tam da bu gerçeği izah etmektedir.”
*
* * * *
*
* * * *
“Ufku
genişleyen insan mütevazı ve alçakgönüllü olur. Ufku genişleyen insanın durumunu
Blair Edmund bakın ne kadar güzel ifade ediyor: ‘Her şeyi bilme şeklindeki bu kendini beğenmiş küstahlığın temeli,
hiçbir zaman hiçbir şeyi anlamamış olmaktan başka bir şey değildir. Bir kerecik
de olsa tek bir şeyi tam olarak anlama deneyimi olan ve bilginin nasıl elde
edildiğini gerçekten duyumsamış olan bir kimse, kendisinin hiç anlamadığını ve
sonsuz sayıda başka hakikatlerin de var olduğunu fark eder.’”
*
* * * *
“Özellikle
okul öncesi dönem hatta 10 yaşına kadar olan dönem bilinçaltı kayıtlarının
gerçekleştiği, kişiliğin şekillendiği dönemdir. Çocuklarınızın bilinçaltına ne
kaydederseniz ileride onu seyredersiniz.”
*
* * * *
“Okyanus
için yaratıldığımız halde akvaryumda yaşıyoruz. Bu da çeşitli sorunları
beraberinde getiriyor. Akvaryumda yaşayan insan mutsuz olur çünkü kendini
tanıyamaz ve yeteneklerini sergileyemez. Bizi akvaryuma koyan kendimizdir,
çıkaracak olan da yine biziz.”
*
* * * *
“Okuma
alışkanlığı olan bir insan varsın okuma türlerini genişletsin, değiştirsin,
geliştirsin. Yeter ki okuma alışkanlığı olsun.”
*
* * * *
“Farklı
kitap okurken bazen insan, ‘Vay be, ben bu olaya hiç böyle bakmamıştım.’ der,
farklı bakış açılarıyla tanışır, okuduğunuz kitaplar farklı zekâ türlerine
sahip yazarlar tarafından kaleme alındığı için siz de bu kitapları okuyarak
dünyaya farklı zekâların yardımıyla bakmaya başlarsınız. Farklı zekâların
algılama şekillerini öğrenirsiniz. Bu da anlama, yorumlama zenginliğinizi
artırır.”
*
* * * *
“Ben bu
işi profesyonel yapan birisi olarak size
kaliteli kitaplar listesi yapabilirim. Kimi zaman bunu kursiyerlerime
yaptım da. Ancak yararı olmuyor. Çünkü benim kaliteli ve yararlı dediğim eser
sana zevk vermiyor olabiliyor. Nasıl ki bir lokantaya gittiğinde yiyeceğin yemeği
lokantacı değil de sen seçiyorsun, kitap konusunda da seçici sen olmalısın. İlk
başta seçtiğin kitaplardan hoşlanmayabilirsin, kitap seçiminde hatalar
yapabilirsin fakat sonradan doğru kitabı seçmeye başlayabileceksin.”
*
* * * *
“Kimi
yazarlar, ‘Otobüste okumayın.’ diyor. Hâlbuki okumanın kuralı olmaz. Okuma
mekânı herkese göre değişir. Nerede ve nasıl okumak istiyorsanız öyle
okumalısınız. İster yatarak okuyun ister amuda kalkarak ister masada ister
uzanarak okuyun. Yeter ki okuyun.”
* * * *
*
▬ ▬ ▬