BU ANADOLU VAR YA (Bedri Rahmi EYUBOĞLU)
Ünlü ressam, şair, yazar...
Bedri Rahmi ’nin kitaplarına girmemiş yazılarından bir derleme: Bu Anadolu Var Ya
Bedri Rahmi
“Yaşama sevincini, hayretini, insan, doğa,
sanat sevgisini, yüreğinin sıcaklığını, avuç avuç dağıtabilmiş babam. Duyduğu
hazzı daima paylaşmaktan, bölüşmekten yana olmuş.
Durmadan
dinlenmeden vermiş. Hababam vermiş; resim, şiir, nesir, öğretmenlik, mozaik,
seramik, litografi, serigrafi, gravür, vitray… Uğraşlarının bir kısmı…
Yediveren gül misali durup dinlenmeden parıltılarını cömertçe dağıtmış. (Mehmet
EYUBOĞLU – 23 Nisan 1991)”
bedri rahmi eyuboğlu |
*
* * * *
“Onların
ceviz ağacından yontulmuş paletleri, tavus kuyruğundan veya samurdan çekilmiş
fırçaları yoktur, Hollanda boyalarının Alman boyalarından kaç saat sonra
kararacağını düşünmezler bile, Da Vinci’nin resim hakkında yazdığı iki muazzam
ciltlik kitabı okumamışlardır. (BİR İKİ SÖZ: ADSIZ SANATKÂRLAR)”
*
* * * *
“Allah’ın
bin bir itina ile İstanbul ile Beyoğlu arasında serdiği Haliç’i, âdemoğulları
çirkinleştirmek için ellerinden geldiği kadar çalışmışlar ve coğrafya kitaplarının
Altın Boynuz yapıp İstanbul’un başına taktığı Haliç’i iğrenç bir çöp tenekesi
yapmışlardır. (KÖPRÜ)”
*
* * * *
“Biz
yalınayak, başıkabak Anadolu çocukları o yaşta heyecanlarımızı sinemalardan,
stadyumlardan satın almazdık. Bizim ne bir rüya hızıyla uçup giden
bisikletlerimiz, ne de bilmem ne marka mızıkalarımız vardı. Bir söğüt ağacından
kestiğimiz dallara cins bir kısrağa binercesine biner, koşturur ve yine söğüt
ağacından düdükler yapardık. Ve sarı gül kokan yollarda söğüt ağacından kesilmiş
atlarımızla Pınarbaşı’na koşardık. (PINARBAŞI VE BİR AHLAK DERSİ)”
*
* * * *
görsel: remzi taşkıran |
g“— Merak
etmeyin! dedi. Namaza gidiyor. Namazdan sonra gelir, aynı yerde oturur. Tuhaf
adamdır. Ben burada dükkân açalı tam 15 sene oluyor. Onun bir defa da başka bir
yerde oturduğunu görmedim… Geldiği zaman yerinde başka birisini görürse, başka
yerde oturmaz gider… Alışmak kötü şeydir. (BEYAZIT KAHVELERİ)”
*
* * * *
“Şöhret,
servet keyiflerine adım başı pusu kurmak için kan ter içinde didişen adamlar, Beyazıt
kahvelerinde oturanlara ‘miskin’ derler. Beyazıt Kahvelerinde oturanlar da bu
kan ter içinde koşuşturan adamlara nargilelerinde boğulan bir kahkaha ile
gülerler. (BEYAZIT KAHVELERİ)”
*
* * * *
“—
Mesela diyordu: Analarımız biz daha kundakta iken, padişahın, kılıcın ne
olduğundan haberimiz yok iken, bize :’Benim oğlum paşa olsun ninni!’ diye
ninniler söylerler…
Kundaktaki bizleri uyutan,
ilerde paşa olmak tesellisi, vaadi değil, anamızın güzel sesi ile ninninin
yeknesak melodisidir. (DAĞLAR BİZİMDİR)”
*
* * * *
“İstanbul,
önlerinde her sayfası binbir sürprizle dolu bir masal kitabı gibi yarı açık
duruyordu. (SEYYAHLAR)”
▬ ▬ ▬
İlginizi çekebilir:
1.Ege Sevgisi - Yaşar Aksoy
2.Mavi Yolculuk-1 - Azra Erhat
3.Bir Dinozorun Anıları - Mina Urgan
İlginizi çekebilir:
1.Ege Sevgisi - Yaşar Aksoy
2.Mavi Yolculuk-1 - Azra Erhat
3.Bir Dinozorun Anıları - Mina Urgan