MAVİ YOLCULUK-2 (Azra ERHAT)
Azra Erhat ’la “Mavi Yolculuk”ta güney sahillerini, antik kentleri gezmeye devam ediyoruz. Mavi yolculuk nedir, nasıl yapılır, amacı nedir, gerçek mavi yolcular kimlerdir?
“Yirmi yıl önce Ege yörelerinde turizm başlamaktaydı. Özellikle Halikarnas Balıkçısı’nın yaptığı atılımla Efes’e, Bergama’ya, Pamukkale’ye yerli ve yabancı turistlerden gruplar, kurulmakta olan tek tük turizm acenteleri aracılığıyla gezmeye gitmekteydiler, İzmir’e uğrayan turist gemilerinin yolcuları için turlar düzenlenmekteydi. Bugün Ege, Türkiye turizminin en işlek merkezi oldu denebilir. Turist akınının sonucu olarak yörede oteller, moteller, tatil köyleri kuruldu.”
*
* * * *
“Halikarnas
Balıkçısı da bu yöreyi yücelten romanlarını, öykülerini yazarken, sonra da
kılavuzluk ettiği Efes, Bergama gibi anıtsal kentleri gezdirirken ve bunların
arasında Bodrum en güzeli, en çekicisidir derken, günün birinde Bodrum’da bir
değişiklik olacağını bilmiyor muydu?”
*
* * * *
“İlk
mavi yolculukları yaptığımız yıllarda, bizim kiraladığımız teknelerdeki ilkel
yaşamdan dolayı bizimle alay eden edeneydi. Bir dağın tepesinde yıkık bir anıt
görmek için çektiğimiz çileye, göze aldığımız yorgunluğa katlanılmaz diye
düşünenler çoğunluktaydı. Bunları yola getirmek bir eğitim sorunuydu.”
*
* * * *
“Anadolu
üzerine eski çağlardan beri, çoğun batılı yazarlarca önemli, kapsayıcı,
okunması kaçınılmaz kitaplar yazılmıştır. Strabon ve Pausanias gibi antik
yazarlar gezdiğimiz yöreler üstüne temel bilgilerimizi sağlayan hazine
niteliğindeki kaynaklardır.”
*
* * * *
“1957
sularında Gökova Körfezini gezmek için tuvaleti bile olmayan bir balıkçı
teknesini kiralamak zorunda olan bizler, sayısı gün geçtikçe artan yatlarla
gitgide yükselen fiyatlarla mavi yolculuk yapıldığını görmekteyiz.”
*
* * * *
“Halikarnas
Balıkçısı, öykülerinde anlatmakla bitiremediği deniz ve kıyı güzelliklerini
ilkin bir küme arkadaşı, Türkiye’nin seçkin yazar ve sanatçılarından birkaç
kişi ile birlikte bir tekne kiralayarak Gökova diye anılan Kerme Körfezi’ni
gezmeye çıkmıştır.”
*
* * * *
“Unutulmaz
gezilerdi 1958, 1960 ve 1962 gezileri. Halikarnas Balıkçısı denizi balıkları,
göğü yıldızları, karayı geçmişi ve bugünü ile öylesine canlandırır, öyle
birbirinden ilginç ve meraklı bilgilerle donatır süslerdi ki, on günlük gezi
eşsiz bir serüven oluverirdi. İlk Gökova yolculuğundan beri hep yanında bulunan
Sabahattin Eyüboğlu bu gezileri sürekli bir gelenek haline getirmiş ve bunlara
‘mavi gezi’ ya da ‘mavi yolculuk’ adını takmıştır.”
*
* * * *
“Mavi
geziye konserve balık yiyerek gidilmez, gidilirse de o mavi yolculuk olmaz, Ege
kıyılarında da sadece yolculuk yapıp giden adamlara da acınır doğrusu, bir
lokantaya girip de aç dönenlere benzetilebilir onlar.”
*
* * * *
“Fotoğraf
çekmenin anlam ve değerini ancak mavi yolculukta algılar ve anlarsınız.
Gördüğünüz yerler o kadar şaşırtıcı güzelliktedir ki, görmeye gözleriniz
yetmez, her görüntüyü her anı içinize iyice sindirmek, geçip gittikten sonra
bir daha görebilmek, yaşamak ve yaşatmak için deliye dönersiniz.”
*
* * * *
“Biraz
önce söyledim, gene vurguluyorum; mavi gezi herhangi bir deniz gezintisi
değildir, herhangi bir yolculuk değildir, herhangi bir eğlenme ve vakit geçirme
türü de değildir. Mavi gezinin bir hümanist felsefesi vardır, ama yaşayan bir
felsefedir bu, bir dünya ve insan görüşünü pratiğe dökmektir, bu yüzden
felsefeler arasında en insanca, en herkese açık bir mutluluk yöntemi diye
tanımlanabilir.”
*
* * * *
“Hemen
şunu söyleyeyim ki, mavi yolculuğun bayrağı vardır, mavi yolcuların forsu açık
mavi zemin üzerine beyaz boya ile çizilmiş bir kupa ve iki küçük amforadır. Bu
simge Keramos’ta (bugünkü adı Ören’dir) bulunmuş bir taş stel’den esinlenerek
alınmıştır. Ayrıca koyu mavi veya lacivert uzunluğuna bir bayrak üzerine büyük
beyaz harflerle MERHABA yazılır, bu iki mavi yolculuk forsu törenle iskeledeki
bayrak direğine çekilir.”
*
* * * *
“Ege
kıyılarında mavi yolculuğa en elverişli iki bölge vardır: Biri önceden
belirtildiği gibi Gökova körfezi, öteki çok daha uzun bir yolculuk gerektiren
Marmaris ile Antalya arasındaki kıyılar. Biri eski Karya, öteki eski Likya
yöresini kaplar. Bu iki bölge de doğal zenginlikleri ve tarihi anıtları,
kalıntıları ile Türkiye’nin en ilginç yörelerindendir.”
*
* * * *
“Knossos
sarayının altındaki binbir dehlizli yapıya ‘Labyrinthos’ deniyor. Labirent
olarak dillere geçen bu sözcük labrys’ten türemedir.”
* * * * *
“Bodrum’un
neresinden bakılsa, iki koyu tam ortasında biçip dikilen Bodrum Kalesi şehrin
en ilginç yapısıdır. XV. yüzyılda Rodoslu Senjan şövelyelerince yapılmış olan
bu kale bugün tam onarılmış durumda, dünyanın en zengin sualtı arkeolojisi müzelerinden
birini barındırmaktadır.”
“Fethiye
bugünkü adını 1914’te şehit düşen pilot Fethi beyden almıştır.”
*
* * * *
“Ölü
Deniz Ege ve Akdeniz kıyılarında turisti en çok çekecek, büyüleyecek bir
yerdir. Yatlar için ideal bir sığınak, su sporları için eşsiz bir alandır.
Çepeçevre dolanan sarp tepelerine çıkıldı mı, bütün yöre denizleri, burunları,
koyları, ırmakları ile çarşaf gibi serilir gözünün önüne.”
▬ ▬ ▬