KÜÇÜK PRENS (Antoine de SAINT-EXUPERY)
“Bütün
büyük insanlar eskiden çocuktular. (Ama aralarından pek azı anımsar
çocukluğunu.)”
“Büyükler
sayıları pek severler. Onlara yeni bir dostunuzdan söz açtınız mı, en özlü, en
gerekli şeyleri hiç sormazlar. Hani hiç şöyle demezler: «Sesi kalın mı, ince
mi? Hangi oyunlardan hoşlanıyor? Kelebek
topluyor mu?» Şunları sorarlar: «Kaç yaşında? Kaç tane erkek kardeşi var? Kaç
kilo? Babası kaç para kazanır?» Üstelik bu sorularla onu tanıdıklarına
inanırlar. Hele bir deyiverin büyüklere: «Pembe kiremitli bir ev gördüm,
penceresinde sardunyalar, damında güvercinler vardı… aman artık, bir türlü
gözlerinin önüne getirmezler bu evi. Şöyle demek gerekir onlara: «Yüz bin
liralık bir ev gördüm.» Hemen bağrışıp çığrışırlar: «Ne kadar güzeldi kim
bilir!»
*
* * * *
“— Bir
koyun, odunsu bitkileri yediğine göre, çiçekleri de yer mi?
— Karşısına çıkan her
şeyi yer koyun.
— Dikenli çiçekleri de mi?
— Tabii. Dikenli
çiçekleri bile yer.
— Peki, dikenler ne işe yarıyor o zaman?”
*
* * * *
“Mosmor
bir Bay’ın yaşadığı bir gezegen biliyorum. Mosmor Bay, bir kez olsun çiçek
koklamamış. Bir yıldıza bakmamış hiç. Kimseyi yürekten sevmemiş. Sayıları
toplamaktan başka bir şey yapmamış. Senin gibi sayıklayıp durur bütün gün:
«Önemli bir adamım ben! Önemli bir adamım ben!» ve şişinir bu sözleriyle. Ama
insan mı denir ona, mantarın teki!”
*
* * * *
“Yetkisi
sınırsız bir hükümdardı o. Ama pek iyi yürekli olduğundan, akla yatkın
buyruklar verirdi.
«Sözgelimi ben – derdi boyuna -, sözgelimi ben bir generale deniz kuşuna
dönüşmesini buyurursam, general de başaramazsa bunu, generalin değil suç. Ben
olurum suçlu.»”
*
* * * *
“En zoru
da budur. Kendini yargılamak, başkalarını yargılamaktan daha güçtür. Kendini
yargılamayı başarırsan, gerçek bir bilge olduğun ortaya çıkar.”
*
* * * *
“İkinci
gezegende bir burnu büyük oturuyordu:
— Ah! Ah! İşte bir hayranın gelişi! — diye bağırdı burnu büyük uzaktan
Küçük Prens’i görür görmez.
Öyle ya, burnu büyükler için, başkaları hep hayrandır.”
Öyle ya, burnu büyükler için, başkaları hep hayrandır.”
*
* * * *
“İnsan
ne denli bilgili olduğunu gözler önüne sermeye kalkışınca, azıcık yalan da
söylüyor.”
*
* * * *
“Ayışığında
bu solgun alına, bu kapalı gözlere, bu rüzgarla uçuşan perçemli saçlara bakıyor
ve şöyle diyordum kendime: yalnızca dışvarlığını görüyorum ben. En önemlisi
yüreğinde gizli…”
*
* * * *
“Ama
kördür gözler. Yürek yordamıyla aramalı”
*
* * * *
“Gönül
bağı kurdunuz mu, gözyaşı da akıtacaksınız demektir…”
▬ ▬ ▬
İlginizi çekebilir:
1.İskambil Kağıtlarının Esrarı - Jostein Gaarder
2.Martı - Richard Bach
3.Oz Büyücüsü - L. Frank Baum
4.Momo - Michael Ende
5.küçük prens
İlginizi çekebilir:
1.İskambil Kağıtlarının Esrarı - Jostein Gaarder
2.Martı - Richard Bach
3.Oz Büyücüsü - L. Frank Baum
4.Momo - Michael Ende
5.küçük prens