BOŞLUKTA SALLANAN ADAM (Saul BELLOW)

2.Dünya Savaşı sırasında askere çağrılmayı bekliyorsunuz. Ruh haliniz, iç dünyanız, o güne dek yaşadıklarınız... Belki de savaşa gidecek olmanın verdiği tedirginlikle kendinizi anlatmak, içinizi dökmek istiyorsunuz.
Saul Bellow’un “Boşlukta Sallanan Adam” adlı yapıtında tam da bunlara yer verilmiş. Günlük tarzında yazılmış kitapta normal zamanlarda dile getirmeyi pek de düşünmediğimiz iç hesaplaşmaların “savaş” gibi bazı dönemlerde nasıl da kağıda dökülebileceğini görüyoruz.

“Ama hiçbir konuşmaya girmemem gerekiyordu, çünkü sessiz kaldığım sürece başka bir yanlışlık yapmamı önlemiş oluyordum.”

                                        * * * * *

“Kendimi günü gününe yetiştirmek çabasını göstermedim; ya kayıtsızlıktan, ya da korkudan – bilmiyorum. Bir yıl önceki Joseph ile ilgili pek az şey beni memnun ediyor. Ona, o zamanki özelliklerine ve sözlerine gülmekten kendimi alamıyorum.”

                                        * * * * *

“Tabii ki çalışıp para kazanmak zorundaydı, ama yapmak zorunda oldukları ve yapmak istedikleri arasında bir denge kurmaya çabalamıştır; yani zorunlu olduğu ve istekli olduğu konular arasında.”  
   
             * * * * *

“Fiziksel acı duymak, yaşadığımızı anlamamıza yardım eder. Öte yandan yaşama sarılmak, yaşamı sürdürmek için bizi kışkırtacak olaylar yoksa bu tür olayları arar, ortam hazırlar ve tekdüze, kaygısız, önemsiz yaşamaktansa, utanç ya da acı duymayı yeğ tutarız.”

                                        * * * * *

“Yanlış yapabileceğini kabullenmemek! İşte onun en büyük güçlüğü buydu.”

                                        * * * * *

“Fakat ölümden sonra ister cennete, ister cehenneme gitsin; yine de insanoğlunun yeryüzünde yeri saptanmıştı. Karşı konulamazdı. O zamanlardan bu yana sahne baştan düzenlenmiş; insanoğlu bugün sadece bu sahne üzerinden yürüyüp geçiyor.”


                                        * * * * *

“Gerçek yaşam, sanat ve düşüncedir. Yaşamaya değer tek şey hayal gücüdür.”

                                        * * * * *

“«Suç ve Ceza»da terzi Luzhin’in sözlerini anımsıyorum: Luzhin İngiliz ekonomistlerini okur, daha doğrusu okuduğunu iddia eder ve «Eğer paltomu ikiye bölüp bir zavallıyla paylaşmak istersem bunun kimseye yararı olmayacaktır» der. «İkimiz de soğuktan donarız.» Ne diye iki kişi birden üşüsün? Hiç değilse bir kişinin ısınması daha iyi değil mi? Doğrusu kuşku götürmez bir sonuç.”

                                        * * * * *

“İnsanoğlunun gücü, çözümlenemez şeylere karşı koyamayacak kadar azdır. Yaradılışımız, kafamız zayıftır ve ancak yüreğimize güvenebiliriz.”
                                 ▬     ▬      ▬                    

Bu Haftaki Tercihleriniz

KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİ (Emre CANER)

GÖR BENİ (Azra KOHEN)

BİR ÖMÜR BÖYLE GEÇTİ (Faruk Nafiz ÇAMLIBEL)

BANDO TAKIMI (Muzaffer İZGÜ)

ŞEMS-İ TEBRİZİ'NİN ÖĞRETİLERİ