İBNİ SİNA

İbni Sina, dünyaca ünlü tıp bilgini. Bu hafta için seçtiğim kitap İbni Sina’nın hayatını anlatan bir çizgi roman. Orhan Dündar’ın hazırladığı ve yine Orhan Dündar ve Erhan Dündar’ın çizgileriyle hayat bulan bir çalışma. Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında hazırlanmış bir kitap.


“kitap pınarım”ı devamlı takip edenler için bu etkinlik ve isimler yabancı değil tabii ki. Bir önceki hafta yer verdiğim “Gönüller Sultanı” adlı çizgi roman yine aynı ekip tarafından hazırlanmıştı. 
Bu kitap da hoşuma gitti. İbni Sina’nın hayatı ana hatlarıyla, yaşamından önemli kesitlerle aktarılmış.


Daha önce “Kişisel Edebiyat Atlası”nda da belirttiğim gibi edebiyatçılarımız, bilim adamlarımız, sanatçı ya da sporcularımızı tanıtan bu tip çizgi romanlar hazırlansa, piyasaya sürülse epey ilgi görür kanaatindeyim. Sadece çocuklarımız ve gençlerimiz için değil, uzun biyografik eserleri okumaktan sıkılan pek çok kişi için de kurtarıcı olur.



Öğrenme isteğiyle dolu, meraklı, araştırmacı bir ruhun hayat hikâyesi gerçekten ilginç anekdotlarla dolu. En ilgimi çekenlerden biri de genç İbni Sina’nın Emir’den istediği ödül oldu. Samanoğulları Hükümdarı Nuh Bin Mansur’un hastalığına çare bulan İbni Sina’yı ödüllendirmek isteyen Emir, ona isteğini sorar. İbni Sina’nın tek isteği ise saray kütüphanesinden yararlanmaktır.

Kültürel değerlerimizi, mirasımızı tanıyıp onlardan feyz almak dileğiyle…

“Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinlikleri evrensel değerlerimizi anlamak ve anlatmak için önemli bir fırsattır. Bu amaçla dünya tıp tarihinde önemli bir yer tutan Türk bilim insanı İbni Sina’yı ve hayatını bir kez daha hatırlamak ve genç kuşaklara aktarmak için çizgi roman tekniği ile hazırlanmış olan bu eseri sizlere sunuyor bu süreçte emeği geçenlere teşekkür ederek, başarılı çalışmalarının devamını diliyorum. (Sunuş / Güngör Azim TUNA)”

                                               * * * * *

MODERN BİLİMİN ÖNCÜLERİ

“İslam Medeniyetinde müsbet ilimlerle teknik alanda yapılan ilk hamleler 7. yüzyılda başlamıştır. 8. yüzyıl bilimsel faaliyetlerin kendini göstermeye, icat ve keşiflerin bulunmaya başladığı devir olur. Tıp, felsefe, astronomi, matematik, geometri, kimya ve fizik gibi ilimler okutulur.
Bu gelişmeler 8. yüzyıldan 13. yüzyılın sonuna kadar devam eder. Bu asırdan itibaren bilimsel faaliyetler duraklamaya başlar. 15. yüzyılda yeni buluşlar yapılsa bile, müsbet ilimler İslam medeniyetindeki önemini kaybeder.”

                                               * * * * *

“İbni Sina’nın babası Abdullah, Samanoğlu emirlerinden Nuh Mansur zamanında Belh’den başkent Buhara’ya gelerek devlet memuru olarak çalışmaya başlamıştı.
Daha sonra maliye kâtibi olarak Buhara yakınlarındaki büyük bir köy olan Harmeysen’e gönderilmişti. Burada görev yaparken, komşu Afşane köyünden bir Türk ailenin kızı olan Yıldız Hanımla evlendi.
17 Ağustos 980 yılında bir oğulları oldu. Adını Ebu Ali el-Hüseyin bin Abdullah İbni Sina koydular.
Yıldız ile Abdullah’ın birkaç yıl sonra bir oğulları daha oldu. Aile iki erkek çocuğun daha iyi yetişmesi için Buhara’ya taşındı.”



                                               * * * * *

İBNİ SİNA’NIN YAŞADIĞI DÜNYA

“İbni Sina’nın babası Abdullah, devletin maliye işlerinde görevli olduğu için matematik bilgisi çok iyiydi. Oğluna matematik derslerini kendisi verdi.
On yaşına geldiğinde, Kur’an’ı tamamen ezberlemiş ve edebiyatın hemen hemen tamamını öğrenmişti. Herkesin takdir ve hayranlığını kazanmıştı.”

                                               * * * * *

“İbni Sina on yedi yaşına geldiğinde Buhara’da tıp konusundaki başarısı ile ünlenmişti.”

                                               * * * * *

“Samanoğulları devleti ise gün geçtikçe zayıflıyordu. Ülkede karışıklık çıkmış iç savaş başlamıştı.
Bu karışıklık sırasında sarayın kütüphanesinde bir yangın çıkmış ve içerideki otuz bin kadar kitabın hepsi kül olmuştu.”




                                               * * * * *

“İlim ve sanat, takdir edilmediği yerden göç eder. Burada ikisine de yer yok artık.”

                                               * * * * *

“Onun tıp alanındaki otoritesi batıda 17. yüzyıla kadar sürmüştür. Bu döneme kadar üniversitelerde temel tıp kitabı olarak okutulmuştur. Avrupalılar onu ‘Avicenna’ olarak adlandırmışlardır. İbni Sina, bilim dünyasının bir yıldızı olarak tarihteki yerini almıştır.”
                                                

Bu Haftaki Tercihleriniz

BİR ÖMÜR BÖYLE GEÇTİ (Faruk Nafiz ÇAMLIBEL)

KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİ (Emre CANER)

DEDE KORKUT HİKAYELERİ

ADSIZ ÜLKE (Alain-FOURNİER)

ELA GÖZLÜ PARS CELİLE (Osman BALCIGİL)