GÖNÜLLER SULTANI HACI BEKTAŞ VELİ
Ramazan ayının ilk yarısını geride bıraktığımız şu günlerde
Anadolu erenlerinden Hacı Bektaş-ı Veli’nin tarihi ve menkıbevi hayatından
kesitlerin yer aldığı bir çizgi romanla sizlerleyim. Romanı Orhan Dündar kaleme
almış, Orhan Dündar ve Erhan Dündar resimlemiş. 89 sayfalık kitap Eskişehir
2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı tarafından yayına hazırlanmış. Bu
ajansın bir başka kitabına daha önce yer vermiştim: “Seyit Battal Gazi”. Ancak
“Gönüller Sultanı Hacı Bektaş Veli” diğerinden farklı olarak bir çizgi roman.
Kitap hoşuma gitti. Çizgiler sade, resimler kalabalık değil. İlk
bölümde Hacı Bektaş’ın tarihi kişiliğinden ikinci bölümde ise menkıbevi yani
olağanüstülüklerle bezeli destansı hayatından söz ediliyor. Hâlâ var mı
bilmiyorum ama bir ara kitabın pdf formatı da internette mevcuttu.
Kitabın sonunda Hacı Bektaş Veli’nin Nevşehir Hacıbektaş’taki
külliyesinden ve Hacı Bektaş’ın ziyaret ettiğine inanılan Seyitgazi
Türbesi’nden fotoğraflar var. Eğer siz de Hacı Bektaş ve külliyesi hakkında
daha ayrıntılı bilgi edinmek isterseniz yandaki bağlantıya gitmeniz yeterli:
Seyitgazi ile ilgili
bilgiye de yazımın girişinde verdiğim bağlantıdan ulaşmanız mümkün.
“Günümüzde
Anadolu erenleri olarak bilinen ve kabirleri halen ziyaret edilen nice gönül
eri insanımız Türkistan’dan başlayarak tüm Anadolu’yu ve Balkanlar’ı ışıkları
ile donattılar. Her devirde ve her coğrafyada onların ışıklarından aydınlanan
dünyalar, dünden bu güne çoğalarak yollarına devam etmektedirler. İslam’ın
temel öğretilerini Türk insanına onun anlayacağı dil ve üslupla aktaran
âlimlerin en önemlilerinden biri Hacı Bektaşı Veli’dir. Horasan’da yetişip
Anadolu’yu irşada gelen Hacı Bektaşı Veli, Anadolu’daki Türk boylarının manevi
önderi olmuştur. Ahilik teşkilatı ve Yeniçeri ocağının piri olarak topluma yön
vermiştir. Bu kurumlar uzun yıllar Osmanlı Devleti’nin resmi teşkilatı gibi
görev yapmıştır. Halk arasında çok sevilmiş ve benimsenmiştir. Hacı Bektaşı
Veli’nin yolu, vefatından sonra da adı Bektaşilik olarak günümüze kadar devam
etmiştir. (Sunuş / Güngör Azim TUNA – Vali)”
*
* * * *
“Hacı
Bektaşı Veli’nin sağlığında Seyit Gazi’yi ziyaret ettiğine inanılır. Seyitgazi
yakınlarında bulunan ve her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret edilen
Şucaettin Veli külliyesi de bir Bektaşi tekkesidir. (Sunuş / Güngör Azim TUNA –
Vali)”
*
* * * *
*
* * * *
HACI
BEKTAŞ VELİ’NİN TARİHİ KİŞİLİĞİ
“XIII.
yüzyılda yaşamış olan Hacı Bektaş Veli, büyük bir Türk ve İslam mutasavvıfıdır.
Asıl adı Mehmed’tir. Bektaş mahlasıdır. 1209 yılında Horasan*ın Nişabur
şehrinde doğmuştur.
Hacı
Bektaş Veli’nin babası Nişabur Sultanı İbrahim Sani, annesi Şeyh Ahmed’in kızı
Hatem Hatun’dur.
İlk eğitim ve öğrenimini, Nişabur’un en ünlü âlimi ve Ahmet Yesevi
dervişlerinden olan Lokman Perende’den almıştır.
* Orta Asya, Türkistan ve Horasan adıyla iki coğrafi bölgeye ayrılmıştı.
Doğu ve kuzey kısımlarına Türkistan, batı ve güney kısımlarına ise Horasan
deniliyordu.”
*
* * * *
“Orta Asya’dan
Anadolu’ya akan Türklere rehberlik eden, yerleşmelerini, İslamlaşmalarını
sağlayan dervişler Horasan’dan gitmiştir. Bunun için onlara ‘Horasan Erenleri' denmiştir. Hacı Bektaş Veli de onlardan biri olarak Anadolu’ya gidecekti.”
*
* * * *
“Hacı
Bektaş Veli, Sivas, Amasya, Kayseri ve Kırşehir’i dolaştıktan sonra 1238/1248
yılları arasında Sulucakarahöyük’e (Hacı-Bektaş) geldi. Burada kendi adına bir
tekke ‘dergâh’ kurarak irşada başladı.
Hacı Bektaş Veli’nin yetiştirdiği öğrencileri Anadolu’nun dışına kadar
yayıldılar. Balkanlar’a, Arnavutluk’a, Irak’a, Suriye’ye giderek, onun
düşüncelerini ve felsefesini anlattılar.
Balkanlarda
İslamiyet’in yayılmasına ve fetihler kazanılmasına kolaylık sağladılar.”
* * * *
*
HACI
BEKTAŞ VELİ’NİN MENKIBEVİ HAYATI
“Lokman
Perende Türkistan’ın doksan dokuz bin pirinin piri olan Ahmet Yesevi’nin
halifelerindendi. Bilgin, üstün keramet sahibi biriydi.
Sultan
İbrahim El Sani, Lokman Perende’yi Bektaş’a hoca tayin eder. Böylece Perende
Bektaş’a ders vermeye başlar. Fakat Lokman Perende Bektaş’a bir konu anlatırken
o konuyu kendisinden daha iyi bildiğini görür.”
*
* * * *
“Hacı
Bektaş Veli, mânâ âleminin basamaklarını hızla tırmanmaktaydı. Etrafına yaydığı
manevi aydınlığı gören gözler ve anlayan gönüller, onun derecesinin büyüklüğünü
kabul ediyorlardı. Günler böyle geçerken, günün birinde Hacı Bektaş Veli’nin
babası İbrahim Sani Tanrı rahmetine kavuştu. Sultanlığı Hacı Bektaş’a arz
ettiler. Ama o kabul etmedi. ‘Benim dünya saltanatında gözüm yok, hükümdarlığı
bir başkasına teslim edin’ dedi. Sultanlığı aynı soydan olan Seyit Hasan’a
verdiler.”
*
* * * *
“Hünkâr
Hacı Bektaş Veli, Anadolu’ya geçmeden önce Arap yarımadasını ve Ortadoğu
ülkelerini dolaşmaya karar verdi. Amacı bilgi ve görgüsünü artırmaktı. Necef,
Medine Kudüs, Halep şehirlerinin dolaştı.
Hacı
Bektaş Veli daha sonra Rum ülkesi denilen Anadolu’ya geldi.”
*
* * * *
“İkisi
birlikte ateşe girdiler üç gün üç gece ateşte kaldılar. Dördüncü gün, Kavus Han
ve Beyleri keşişin hali ne oldu diyerek ateşin yanına geldiler. Bir de baktılar
ki alevlerin ve dumanların arasından Can Baba tek başına çıkmış geliyor.
— Derviş, keşiş ne oldu o niye ateşten çıkmadı?
— Sizin keşiş bize elini verdi. Buyurun elini. Eğer gönlünü verseydi ona
bir şey olmazdı.”
*
* * * *
▬ ▬ ▬