Kayıtlar

Ekim, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

SANATIN GEREKLİLİĞİ (Ernst FISCHER)

Resim
Sanat nedir? Bireye ya da topluma katkısı var mıdır, varsa nedir? Sanat ve toplum birbirini nasıl etkiler? Yıllar içinde sanatta meydana gelen değişim toplumdaki yenileşmenin bir yansıması mıdır? Sorular, sorular… Kitabı elime alıp içindekilere baktığımda aklımdan bu ve benzeri sorular geçmişti. Ancak “Sanatın Gerekliliği” adlı kitabı okurken fark ettim ki daha pek çok soru ve cevap kitapta beni bekliyormuş. Resimden müziğe, edebiyata kadar birçok sanat dalını, temsilcilerini; sanat akımlarını bulabilirsiniz kitapta. Tabii bulduklarınız bununla da sınırlı kalmayabilir. Yazımın sonunda yer alan “Kitap Hakkında Kim Ne Demiş?” bölümünde buna biraz daha ayrıntılı yer vereceğim. Elimdeki kitap 1993 baskısı. Daha sonra farklı yayınevleri tarafından yeni baskıları da olmuş. Elimdeki kitapta “önsöz” yer almamakta. Birinci bölüm olan “Sanatın Görevi” ile sayfaları çevirmeye başlıyoruz. Toplam beş bölüm olan kitapta diğer başlıklar: “Sanatın Başlangıcı”, “Sanat ve Kapitalizm”,

BEYAZ DAĞDAN BAKINCA

Resim
Bazı hikâyeler vardır, bizi alır bir yerden bir yere götürür. Başka bir coğrafyaya, başka bir zaman dilimine. Yaşanmışlıklardan yola çıkar bu hikâyeler, samimiyetiyle hemen kavrayıverir ruhumuzu. Sanki oradayızdır biz de. Hikâye kahramanlarının yanında olaylara dâhil oluvermişizdir hemen. Farklı kültürden de olsak ortak noktalarda buluşuveririz. Acı, hüzün, mutluluk… Hepsi de insana aittir. İnsana ve hayata.   “Beyaz Dağdan Bakınca” adlı kitabı tam da bu hislerle okudum. Daha önce Çerkesler’e ait öyküler okumamıştım. Kitabın elimdeki baskısı Ekim 1997 tarihli. Kitaptaki yazılar ise 70’li yıllara ait. Derleyen Osman Bleda Kitabın önsüzünde Çerkesler’den ve Çerkesler’in tarihinden söz ediliyor. Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim Çerkes halkının tarihinden epey etkilendim. Rüzgarın önüne kattığı, oradan oraya sürüklenen; ama yaşadığı zorluklara rağmen duruşunu bozmayan bir halk. “Birçok diğer halk gibi, Çerkeslere adlarını kendileri değil, başkaları vermiş. Onlar kendi

LEYLİM LEYLİM

Resim
   LEYLİM - LEYLİM     Leylim - leylim dünyamızın yarısı    Al - yeşil bahar,    Yarısı kar olanda    Gene kavim - kardaş, can - cana düşman,    Gene yediboğum akrep,    Sarı engerek,    Alnımızın aklığında puşt işi zulüm    Ve canım yarı geceler    Çift kanat kapılarına karşı darağaçları,            Mahpusanede çeşme    Yandan akar olanda,    Gelmiş yoklamış ecel    Kaburgam arasından.    Yoklasın hele... Kitabın ismi “Leylim Leylim” olunca ben de Ahmed Arif’in aynı adlı şiirinin ilk bölümüyle başlamak istedim bugün.  Kitap beni kapağıyla cezbetti desem yeridir. Mektup ve zarftan esinlenerek hazırlanmış nostaljik bir kitap kapağı. Leyla Erbil’in 1955 tarihli fotoğrafı da kapakla ancak bu derece uyum sağlayabilirdi diye düşünüyorum. Kitabı alıp almamakta tereddüt ettim biraz. Ünlü isimlerin, meşhur oldukları alanda yaptıkları yazışmalar dikkatimi çekse de burada kişinin “özel”i söz konusuydu. Gerçi her iki taraf da mektupların basımına izin