BÜYÜLEYİCİ BAĞIRSAK (Giulia ENDERS)

Sağlıklı beslenme, sindirim sistemi, mikrobiyota, ikinci beyin. Son zamanlarda sıklıkla duyduğum ve duyar duymaz zihnimde "bağırsak" sözcüğünün canlanmasına sebep olan ifadeler.



Sağlık alanındaki gelişmeler benim için o kadar başdöndürücü ki bu alanda yazılmış kitaplar ister istemez ilgimi çekiyor. "Büyüleyici Bağırsak" da bu kitaplardan biri. Bu sebeple Murat Balanlı'nın "Titreşim Tıbbı"ndan sonra yine sağlığımızla ilgili bir kitaba yer vermek istedim bugün.

Bakalım "Büyüleyici Bağırsak" sizi de büyüleyecek mi?


Kitap Hakkında

Seninle bir D&R mağazasında karşılaştık. Mağaza bazı kitaplarda indirim yapmıştı. Ben şu sıralar elimdeki kitapları okuyup tamamlama derdindeyim ama bu kampanyaya kayıtsız kalamadım. 
Kampanyaya dahil olan kitapları incelerken birden renkli kapak tasarımın ve kocaman yazılarınla dikkatimi çektin. Tabii bir de arka kapaktaki tanıtım yazın... 



Seni satırlara aktaran 1990 doğumlu tıp öğrencisi Giulia Enders. Çizimlerin ise ablası Jill Enders'a ait. Abla-kardeş dayanışması diye buna denir.




İtiraf etmem gerekirse içindekiler bölümüne baktığımda biraz afalladım. Başlıklar daha önce okuduğum kitaplardan oldukça farklıydı ve ben bu başlıklara sahip bir kitabı merak edip alabileceğimi daha önceleri düşünemezdim bile.



Öğretici, bilgilendirici diyebileceğim kitapların bölümlere ayrılmasını seviyorum. Okumamı ve anlamamı kolaylaştırıyor. Bu da hoşuma giden yönlerinden bir tanesiydi. Diğeri ise çizimler. Sana ayrı bir hava katmış açıkçası. Daha neşeli, daha muzip görünüyorsun. Aktardığın bilgileri böylelikle daha rahat kavradım diyebilirim. Yazarın Guilia Enders'ın açık ve anlaşılır anlatımının da bunda büyük payı var tabii ki. Yalnız 53. sayfada yer alan bir konunun açıklanması için kullanılan Kalecik-Ankara örneğini biraz yadırgadım açıkçası. Yazarının Ankara ya da Kalecik'ten haberi olduğunu sanmıyorum. Muhtemelen o başka bir örnek vermiş, bizim çevirmenimiz de kitaba yaraşır bir muziplikle onu bu şekilde aktarmıştır diye düşünüyorum. Yine de verilen örneğin "çevirmenin notu" olarak dipnot şeklinde açıklanmasını tercih ederdim. 

Seni okurken vücudumuzla ilgili bilgilerimin ne kadar üstünkörü
olduğunun farkına vardım. Örneğin kalın bağırsakların ince bağırsağı çevrelediği detayı bugüne kadar pek de dikkatimi çekmemiş ya da lisede öğrendiğim bu bilgileri farkında olmadan rafa kaldırmışım.
Sindirim sistemiyle ilgili verdiğin detaylar beni gerçekten çok etkiledi.
Tuvalete çıkmak, kusmak gibi vücudun doğal işleyişiyle ilgili aktardığın bilgileri okuyunca çok şaşırdım. Vücudumuz bize pek çok konuda pek çok sinyal gönderiyor; ama biz bunların ne kadarının farkındayız acaba?
Konuyla ilgili olarak yer verdiğim aşağıdaki grafikleri internetten buldum; ama senin sayfalarında da benzerlerinin yer alması benim için artı puandı. 
Verdiğin bilgileri okumadan önce "bağırsak"ların dolayısıyla vücudumuzun ne kadar muhteşem olduğu herhalde kafama bu kadar "dank" etmemişti. Aslında hepimiz birer mucizeyiz; ama ne acıdır ki çoğumuz bunun  farkında bile olmuyoruz.






Bazı bölümlerin benim için biraz ayrıntılı olsa da, çevirinle ilgili birkaç sıkıntı yaşasam da bunlar rahatsız edici boyutta değildi benim için. Öğrendiğim bilgilerin sarhoşluğuyla ve hayret nidalarıyla okudum hemen her bir sayfanı. Hele 195. sayfanda aktarılan Drakulayla ilgili bilgiler gerçekten çok çarpıcıydı.
Sağlığımızı korumak için bazı önerilere de yer vermişsin. Bilgileri aktarırken bizleri de düşünmen memnuniyet verici.




Son bölümde yazarın Giulia Enders'ın, yararlandığı kaynakları tüm detaylarıyla ve tek tek aktarması çok hoşuma gitti. Senin gibi kitaplar kaynak gösterilmeden yayımlandığında benim için inandırıcılığını epey yitiriyor açıkçası. 

Seni ve yazarını merak edenlerin bu yazıyı sonuna kadar okumalarını tavsiye ederim; çünkü ikinizle ilgili detaylar "alıntılar" bölümünde.

İyi ki indirim için mağazaya gitmişim ve iyi ki seni alıp okumuşum. Kütüphanemdeki yerini aldığın için mutluyum. İçerdiğin bilgilerle benim için artık bir başvuru ve başucu kitabısın.

                                               * * * * *

Okur Kitlesi

Bu kitabı sağlık sektöründe çalışanlar, konuyu merak edenler, vücudumuzdaki mucizeyi keşfetmek isteyenler, sindirim problemlerinden muzdarip olanlar ilgiyle okuyabilir.  

                                               * * * * *

Kitap Hakkında Kim Ne Demiş?
(İşaretli yerlere tıklayarak yazıların tamamını okuyabilirsiniz)

Sultan Öztoprak "Büyüleyici Bağırsak" yazısında kitapla ve bağırsaklarımızla ilgili düşüncelerine yer vermiş kısaca.

"içte olan" adlı blog yine "Büyüleyici Bağırsak" başlığıyla kitabı oldukça ayrıntılı bir şekilde ele almış. Onun yazısını okuduktan sonra "Kitabı okumama gerek kalmadı" diye düşünebilirsiniz. Ama ben yine de kitabı okumanızı tavsiye ederim. Çünkü okuduğunuz/okuyacağınız bilgiler kitap bütünlüğü içinde asıl kimliğine kavuşuyor, parçalar yerine oturuyor. 

"işimiz bu yaşamak"ta ise hoşuma giden, konuyla ilgili farklı kitapların isimlerine de yer verilmiş olması. İlginizi çekebilir belki: "Büyüleyici Bağırsak"

                                               * * * * *

Kitaptan Alıntılar

s.13 / “Önsöz”den

“On sene önce bu alana dair yayınlanan yazıların sayısı çok azdı; bugün ise bu alanı ele alan yüzden fazla bilimsel makale mevcut. Bağırsağın fiziksel ve ruhsal sağlığımızı nasıl etkilediği, günümüzün en yeni araştırma konularından bir tanesi! Saygın bir biyokimyager olan Amerikalı Rob Knight, Nature Gazetesi’ne verdiği röportajda bu alanın en az ‘kök hücre üzerine yapılan araştırmalar’ kadar geleceği parlak bir alan olduğunu ifade etmişti. Ben de kendimi bir anda beni her daim büyülemiş olan bu alnın içinde buldum.”

                                               * * * * *

s.14 / “Önsöz”den

“Ben, bu rahatsız edici hastalığı taşıyan pek çok hastanın tıbbi açıdan hayal kırıklığına uğradığının farkındayım. Bu hastalığa karşı mucize ürünler satamam; ayrıca sağlıklı bir bağırsak da her hastalığa deva değildir. Benim bu konuda yapabileceğim ise bağırsakta neler olup bittiğini, araştırmaların bu konuda getirdiği yenilikleri ve günümüzde bunun bilincinde olarak daha doğru bir biçimde bu rahatsızlıklarla nasıl mücadele edilebileceğini cazip bir dille anlatmaktır.”



                                               * * * * *

s.25

“Tuvaletimizi yaparken en eski zamanlardan beri doğalında kullandığımız pozisyon ‘çömelmek’tir – modern bir alışkanlık olan ‘oturma alışkanlığı’ 18. yy’in sonlarında ortaya çıkan ve evlerimizde bulunan alafranga klozetlerden kaynaklıdır.”

                                               * * * * *

s.26

“Dünya çapında, çömelerek işlerini halleden 1,2 milyar insan içerisinde Diverkül hastalığına yakalanan neredeyse yoktur ve Hemoroid hastalığına yakalananların oranı da oldukça düşüktür.”

                                               * * * * *

s.38

“Üzerine daha çok araştırma yapılmış konu ise bademciklerin ne zamandan itibaren alınabilecekleri konusudur. Cevap ise şudur: En iyisi, yedi yaşını geçtikten sonra”

                                               * * * * *

s.75

“Früktozlu ürünlerin aşırı tüketimi ishale, karın ağrısına, mide bulantısına, hatta uzun süreli bir tüketim söz konusuysa depresif ruh hallerine sebep olabilir. Fruktoz tüketimi günümüzde ABD’de ortalama 80 gr’a kadar çıkmıştır. Bizim ebeveynlerimiz ise bizleri ballı çayla, nadiren hazır ürünlerle ve normal miktarda meyveyle beslediklerinden dolayı bizde günlük tüketim oranı 16-24 gr’dır.”

                                               * * * * *

s.76

“Geçmişte büyük büyük dedelerimiz, avcılar ve toplayıcılar, yılda yaklaşık 500 çeşit kökle, baharatla ve bitkiyle beslenirlerken, biz ise günümüzde en fazla 17 çeşit bitkiyle besleniriz. Bağırsağımızın da böyle değişimlerden ötürü zorluklar yaşıyor olması şaşırılacak bir şey değildir.”

                                               * * * * *

s.97

“Korku, stres ve benzeri duygular, mide kaslarının genişlemesini zorlaştırabilirler, böyle bir durumda da çabuk tıkanırız veya küçük bir porsiyon bile midemizin ağrımasına sebep olabilir.”

                                               * * * * *

s.149

“Sindirimimizi aksatan sinirleri harekete geçiren bir faktör de streste süreklilik halidir – bu da hem yemekten elde ettiğimiz enerjinin azalmasına hem de sürecin uzamasına; dolayısıyla da bağırsağımızın yük altında kalmasına sebep olur.”

                                               * * * * *

s.162

“Bitkilerde olduğu gibi bakterilerde de yaşadıkları yerler, beslenme alışkanlıkları veya zehirlilik dereceleri açısından birbirlerinden farklı özellikler mevcuttur. Vücudumuzda yer alan bakterilerin tümüne ve onların genlerine, bilim dünyasında, ‘mikrobiyota’ veya ‘mikrobiyom’ adı verilmiştir.”

                                               * * * * *

s.170

“Günümüzde şunu düşünmemiz mümkün kılınmıştır: İçinde yaşadığımız, kocaman dünya bizi nasıl etkiliyorsa, içimizde bulunan küçük dünya da bir o kadar etkiler. Her insanda bu iç dünyanın görüntüsünün farklı olması ise oldukça ilgi çekici bir noktadır.”

                                               * * * * *

s.211

“Kimi bilim adamları, son zamanlarda şu teoriyi savunurlar: Bağırsak mikrobiyotamız, bir organ olarak ele alınabilir. Tıpkı vücudumuzda yer alan diğer organlar gibi o da bir temel üzerine kurulmuştur, sürekli gelişim halindedir, bir sürü hücreden oluşur ve diğer organlarla sürekli iletişim halindedir.”
                                     ▬    ▬      ▬

Bu Haftaki Tercihleriniz

BİR ÖMÜR BÖYLE GEÇTİ (Faruk Nafiz ÇAMLIBEL)

KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİ (Emre CANER)

YEŞİL MÜREKKEP (Osman BALCIGİL)

SANATIN GEREKLİLİĞİ (Ernst FISCHER)

DEDE KORKUT HİKAYELERİ