İSTANBUL HATIRASI (Ahmet ÜMİT)
Bir şehir: İstanbul.
Kültür, tarih, medeniyet...Hangi taşı altın farkında mıyız acaba? Tarihi değerler midir altın olan, maddi değerler mi? Biriktirdiğimiz hatıralar mıdır yoksa en kıymetlileri...
Bir yazar: Ahmet Ümit
Bir roman: İstanbul Hatırası
Kültür, tarih, medeniyet...Hangi taşı altın farkında mıyız acaba? Tarihi değerler midir altın olan, maddi değerler mi? Biriktirdiğimiz hatıralar mıdır yoksa en kıymetlileri...
Bir yazar: Ahmet Ümit
Bir roman: İstanbul Hatırası
“Katiller her zaman kötü insanların arasından çıkmaz.”
“Kar Kurdu”
romanındaki Slanski’ye katil demek ne kadar doğrudur? Ya da “Koku” romanındaki Jean Baptiste
Grenouille’ye? Yaptıkları tabii ki hoş karşılanamaz ama biri canlı kalmak adına
diğeri kokulara ulaşmak adına yollarına devam ediyorlar. Gerçekten kötüler mi
yoksa kötülük başka bir şey mi?
görsel: ara güler |
“Semtlerin
eski isimleri unutuluyor, şehir hızla geçmişinden koparılıyor. Oysa şehirler de
insanlar gibidir, geçmişlerini unuturlarsa, tarihlerinden koparılırlarsa
kişiliklerinden de koparılırlar. Hiçbir özellikleri kalmaz. Birbirine benzeyen,
sıradan insanlar gibi olurlar.”
Biz ne yapıyoruz? Bir
örnek binalar, bir örnek parklar, alışveriş merkezleri… Şehirler mi birbirine benzemeye başladı... yoksa insanlar mı?
* * * *
*
“Karun kadar
zengin olmalarına rağmen vicdanlarını, merhametlerini, onurlarını yitirmiş
olanlarla da girer başınız belaya. En rezilleri de onlardır zaten.”
* * * *
*
“Önemli olan baktığın şey değil, baktığın şeyin sende neler
uyandırdığı.”
* * * *
*
“İnsan
ruhunun yarası dikiş tutmaz. Aynı zamanda ruhun yarası, bedeninkinden daha
etkilidir; daha ıstırap verici. Bu acı o kadar güçlüdür ki, insan başka
dünyalara dönüp bakamaz bile. İstese bile yapamaz bunu.”
Bedenin yarası daha
çabuk kapanır da ruhun ki neden dikiş tutmaz acaba? Hüzünler, hüsranlar mıdır
ruhun bağışıklığını çökerten yoksa insanın kendisi midir acıyı içselleştirerek
onun geçip gitmesini engelleyen?
* * *
* *
“Değişimin
en büyük düşmanı önyargıdır.”
* * * * *
“Osmanlı İstanbul'unda süslenmiş sokaklar, tiyatroları olan meydanlar, heykellerle bezenmiş alanlar yoktu. Halkın toplandığı yerler Süleymaniye gibi büyük camilerdi. İçe kapalı toplum, içe kapalı alanlarda toplanıyordu.”
*
* * * *
“Katillerin,
kurbanların yüzü her gün, her an değişiyordu, değişmeyen tek şey, insanın
insanı öldürmeye devam etmesiydi.”
▬ ▬ ▬