ERGUVANNAME (Suphi Nuri İLERİ)
İstanbul’un rengi erguvan, erguvanın hasreti İstanbul. İstanbul’un yeşili, İstanbul’un toprağı, İstanbul’un doğası, güzelliği betona, binaya, asfalta rağmen devam eden, devam etmeye çalışan bir birliktelik. Suphi Nuri İleri’nin kaleminden “Erguvanname”
“Erguvanname, bir bakıma ilk kitabım Duvarsız Şehrin İnsanları’nın bir devamı niteliğindedir; bir bakıma da gayet bilinçli bir şekilde tüketilen, yavaş yavaş öldürülen veya bile bile ölüme terk edilen, bunun yanı sıra korkunç bir vurdumduymazlıkla yağmalanan bir kentin… İstanbul’un ağıdı hüzünlü bir ölüm senfonisidir.”
“Erguvanname, bir bakıma ilk kitabım Duvarsız Şehrin İnsanları’nın bir devamı niteliğindedir; bir bakıma da gayet bilinçli bir şekilde tüketilen, yavaş yavaş öldürülen veya bile bile ölüme terk edilen, bunun yanı sıra korkunç bir vurdumduymazlıkla yağmalanan bir kentin… İstanbul’un ağıdı hüzünlü bir ölüm senfonisidir.”
*
* * * *
Kardelen ki; kar
altından başını göğe erdirircesine biter, direncin simgesi olarak…
Erguvan ki; daha
ağaçlar yapraklanmadan baharı görür görmez dallardan ve gövdeden fışkırır başkaldırı
sembolü olarak.
Sanat da toplumun
içinden tüm estetik kaygılar saklı kalmak koşuluyla bir direnme ve başkaldırı
ögesi olarak çıkar.”
*
* * * *
yüreğimde
sonbahar
havası çalıyor
neyleriniz
ilkyazı
yaşıyor sevgilim
griliklerinizi delen yalnız
e r g u v a n l a r ı m ı z
şimdilerde
altüst olmuş
düşlerimizin
dallandırdığı ağaç
tepeliklerimizdeki
umursamaz
karanlığınızda
kesiliverdi
güpegündüz
güz akşamlarının bozukluk
yerine harcandığı
günlerden
birinde
birdenbire
fışkırdı
betonevleriniz
koruluklarımızın
ırzına geçilerek
İstanbul griliklerde yüzer oldu
çoktan
griliklerinizi delen
yalnız
e r g u v a n l a r ı m ı z
griliklerinizi delen
yalnız
e r g u v a n l a r ı m ı z
* * * * *
bir yeşil
gördüm
gözlerinde
orman oldum
gözlerinde
orman oldum
bir mavi
gördüm
bulutlarda
deniz oldum
bir kahkaha duydum
dudaklarından
yüzüm kızardı toy misali
mahcup oldum
bir de uyandım ki zaman içre yokluğumda
baktım
akıp giderken AN’lar
çakırdikenine
TOPRAK
oldum
bulutlarda
deniz oldum
bir kahkaha duydum
dudaklarından
yüzüm kızardı toy misali
mahcup oldum
bir de uyandım ki zaman içre yokluğumda
baktım
akıp giderken AN’lar
çakırdikenine
TOPRAK
oldum
* * * * *
özlemin
tarlasına ekiyorum hasret tohumlarını
mevsimlerden hazan
ekinler altın sarısı
göğün grileri
susuzluğumu simgeliyor
bitmiş aşklar tarlalarda
tarlalarda
kırılmış buğday sapları
elimde bir nacak
havada kanlı bir sıcak
terimin tuzu karışıyor
gözyaşlarıma
ağlatma beni
GİT
dertdelininzoruna
mevsimlerden hazan
ekinler altın sarısı
göğün grileri
susuzluğumu simgeliyor
bitmiş aşklar tarlalarda
tarlalarda
kırılmış buğday sapları
elimde bir nacak
havada kanlı bir sıcak
terimin tuzu karışıyor
gözyaşlarıma
ağlatma beni
GİT
dertdelininzoruna
* * * * *
bozkırın ortasında
g
ü
l
ü
m
çakırdikenleridir
ü
l
ü
m
çakırdikenleridir
▬ ▬ ▬