KEHANETLER VE KAHİNLER
“Gelecek bilinebilir mi? Geleceğimizi niçin merak ederiz?” sorularından yola çıkılarak hazırlanan ve - eğer ilgi duyuyorsanız - bu konular hakkında öğrenmek istediğiniz pek çok soruya yanıt veren bir kitap: Kehanetler ve Kâhinler.
Elvan Öğüt ve Gündüz Öğüt’ün birlikte hazırladıkları kitapta daha başka neler var derseniz işte birkaç başlık: Kehanete Duyulan İlginin Temeli, Anadolu’daki Kehanet Merkezleri, Nostradamus, Önümüzdeki Yılların Çehresi...
“Geleceğin
oluşmasında insanların şimdideki düşüncelerinin eylemlerinin, yürüyüş
tempolarının ve seçimlerinin çok önemli bir rol oynadığı artık bilinen bir
gerçek.”
*
* * * *
“Kâhin
sözcüğünün anlamı, gaipten haber veren ve Tanrı habercisidir. Burada kullanılan
gaipten haber alma, ütopik bir mekandan alınan hayal ürünü bilgiler değildir.
‘Gaip’in kelime anlamı, göz önünde bulunmayan, nerede olduğu bilinmeyen veya
görünmeyen âlemdir. Buradaki görünmezlik beş duyu ile algılanamayan
anlamındadır.”
*
* * * *
“Aslında
bizler geleceği merak etmiyoruz. Merak ettiğimiz, meydana getirilen sebeplerin
karşımıza çıkaracağı sonuçlardır veya attığımız adımların bizi getireceği noktadır.”
*
* * * *
“Evrenin
kusursuz işleyişi içerisinde rastlantı diye bir şey söz konusu değildir.”
*
* * * *
“Yeri
gelmişken bir kez daha altını çizelim; günümüzde gerek Batı’da gerekse
ülkemizde çok moda olan fal ve astroloji konuları son üç yüz yıldır dejenere
edile edile tamamen özünden saptırılmış, kabuk haline getirilmiş ve ticarete
dökülmüştür. Kısacası insanın gelişiminde en ufak bir yarar sağlamamaktadır.”
*
* * * *
“Eski
çağlarda, kâhinlerin yetiştiği özel kehanet merkezleri vardı. Kehanet
merkezlerinin yerlerinin, yapılan araştırmalar sonunda son derece ince
hesaplarla seçildiği ortaya çıkmıştır.”
*
* * * *
“Bu
kehanetler Mezopotamya dünyanın en zengin tarım bölgesi olduğu zaman
kaydedilmişlerdir. Hiç kimsenin akıl ve hayaline buraların bugün böyle tamamen
çorak bir çöl haline dönüşebileceği gelmezdi.”
*
* * * *
“İstanbul’un
fethi ile ilgili olarak büyük İslam sufilerinden Hacı Bayram Veli’nin de bir
kehaneti vardır. Sultan II. Murat günün birinde kendisine ‘Şu Konstantiniye’nin
fethi şu fakire nasip olacak mı?’ diye sorunca, Hacı Bayram Veli, ‘Hayır, bu
fethi ne sen, ne de ben göreceğiz. Şu köse ile şu oğlancağıza nasip olacaktır.’
diye cevap vermiştir. Köse diye tabir ettiği, o esnada orada bulunan müridi
Akşemseddin, oğlancağız dediği de henüz çok küçük yaştaki Fatih Sultan
Mehmet’tir”
*
* * * *
“
‘Nostradamus’ Latince’de ‘bizde olanı veriyoruz’ anlamına gelmektedir.”
*
* * * *
“Cayce,
günümüz insanının da tıpkı Atlantis’te olduğu gibi kendi mahvını kendisinin
hazırladığını ifade ediyor, ‘İnsanoğlu
biraz dokunur, doğa geri kalanını halleder.’ diyordu.”