Edebiyat tarihimizin önemli eserlerinden “Dede Korkut Hikâyeleri”ne yer vermek istedim bugün. Bir süre önce Unesco tarafından “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi”nde yer alan hikâyelerin öneminin sık sık vurgulanması gerektiğini düşünüyorum. Kültürümüzü, dilimizi, yaşayışımızı, inancımızı anlatan bu eserin orijinal yazmaları maalesef yurt dışında. Gerçi bazen bu eserlerin yurt dışında olduğuna sevinsem mi üzülsem mi ona da karar veremiyorum ya! Şu anda kütüphanelerimizde yüzlerce, binlerce el yazması eser var. Hangisinin kıymetini ne derece biliyoruz, bunları okuyup gün ışığına çıkarma gayretinde miyiz, tartışılır. Batılıların farklı kültüre ait pek çok eseri kütüphanelerinde toplayıp bir o kadarını da tahrip ettikleri göz ardı edilemez bir gerçek. Hangi eserlerde ne gibi bilgiler var, batılı ülkeler bu bilgilerden hangi anlamda nasıl yararlanıyor, bilmiyoruz. Ne acıdır ki kütüphanelerden, doğru kaynaklardan, gerçek belgelerden gittikçe uzaklaşıyoruz ...