AŞKSAL HAKLARI İHLALEN (Erman BAZO)
İlginç benzetmeler, yoğun duygular, kulağa bir musiki sunan dizeler... “Aşksal Hakları İhlalen” adlı kitabıyla Erman Bazo. Sözcüklerle dans etmek... Ve bu dansın sonunda ortaya çıkan dolu dolu bir şiir seçkisi...
kırmızı yakut akar geceye
ayak izlerim kalır karanlıktakırmızı yakut akar geceye
olmayacak
bir zeki müren şarkısı
damlar kulaklarıma
güneş
dökülmez inatla
bulunduğum enlem ve
boylama
yazarım
sadece ben
bilmem hangi kelime
hangi kelimeyi takip eder
kafiye
yoksulu, genç
ama ayrılık dizeler
oysa
sadece iki kıtayı bağlayan
bir köprü
var aramızda bu sefer
ve çok
bilinmeyenli denkleme
kalem tutmak
kat edemediğimiz mesafeyi anlamak
ya matematiğimiz zayıf
ya da gönüllerimiz
fakat biliyorum ki
boşuna dillerimi saklamak
ne kadar mecazi kızsam da
seninle
hep eşanlamlı kalıyorum
bir bilsem
ah bir bilsem nasıl oluyor
aşkın karekökünde
hep seni buluyorum
* * * * *
sevmek
acı verir
kimi
zaman
kimi zaman sevda
bir
yaradır
kabuk bağlamayan
her sızlayan yara da olgunluk rütbesi
işte bu sebepten
olur olmaz kaçışırız
yara
almamak için
ve de zamanından önce
olgunlaşmamak için
gönülce
oysa ki
sevmekten başka
nefes alma imkânımız yoktur
şu dünya topraklarında
insan
sevmek için yaratılmıştır
ve de sevilmek
* * * * *
dertler
biter mi sandın
bitmeyen dertle
günler geçer mi sandın
payıma
uzun geceler düşmüş
kulağımın işittiğine
yüreğim kanar mı sandın
bir
uçsuz yalnızlık
ve yorgunluktur bedenime
şu gidişin
hani nerde şimdi sevdaya
iç çekişin
gözlerime
damla damla
sensizlik oturmuş
yarama merhem olur
mu
bundan
sonra gelişin
* * * * *
nedir seninle benim aramdaki mesafe
iki kıta bir okyanus mudur
bir sonbahar bir kış mıdır
savaş
mıdır hiç bitmemiş
içimizdeki
çocuk mudur büyüyememiş
elimde duran, gönderilmemiş mektup mudur
daha önce yazılmamış
bir cümle, bir şiir midir
hayır
iki kelimedir seninle benim
aramdaki mesafe
söylemeye
cesaret edilememiş
bir
“gel” desen sen
ben de “geliyorum”
* * * * *
kaç mevsimden geçmek gerek
gönlümün peşinden giderken
hiç bilmediğim
bu kadar aşk yorgunuyken
kaç kere daha yalnızlığa
düşmek gerek
hiç tarif edilmemiş
her
insan hayatında
en
azından bir kere düşüyor
savrulup
duruyor
düşlediği tadı
bulamıyor belki
kimisi cesaret edemiyor
tutunduğunda kalmaya
kimisi
tutunduğundan gitmeye
kimisi arayıp duruyor
cesaret edebilmek için
sonsuzluğun bilmecesinde
ve
bu liste
uzayıp gidiyor
“kimisi”lerle
arayıp duranlardan ben
rota kayıp,
pusula kayıp
kırık dökük bir
güverte
ışık
veren her limana
yanaşıyorum bu yollarda
her
seferinde bir umut
her aşkta
dalgakıran beklerken
gönülkıranlar buluyorum
ve aslında
bile
bile kastederek gönlüme
hiç bulamayacağım
“o” nu arıyorum
* * * * *
gülüm
sende kaldı
yüzüm hiç gülmez oldu
yüreğim senden
başkasına
yüzünü hiç dönmez oldu
her gün
bahar istedim
yarınım hep kış oldu
dünlerden bir gün gittin
dünyam feryat figan
oldu
▬ ▬ ▬