MATİLDA (Roald DAHL)

Çocuk kitapları okumaktan hoşlanır mısınız? Ne de olsa “Her yetişkin bir zamanlar çocuktu”. Gerçi bana göre “Her yetişkin her zaman biraz çocuk olmalıdır.” Belki de bu sebeple çocuk kitapları okumaya ve animasyon filmleri izlemeye bayılıyorum. Özellikle çocukların ruhuna hitap edebilen cıvıl cıvıl, neşeli; hem güldüren hem düşündüren eserler tam bana göre.



Önceki yıllarda “Charlie’nin Çikolata Fabrikası” adlı filmi seyretmiş ve çok beğenmiştim. Okul kütüphanesinde aynı adlı eseri ve Roald Dahl ismini görünce kitaptan uyarlama olduğunu öğrenmiş oldum. Ancak filmi o kadar beğenmiştim ki kitabı okumayı tercih etmedim. “Keşke önce kitabı okumuş olsaydım.” diye düşündüğümü hatırlıyorum. Çünkü hikâyenin anlatımı, karakterlerin diyalogları başarılı bulduğum ayrıntılardandı.






Kitabın yazarı Roald Dahl’ın adı zihnimin kuytu köşelerine yer etmiş, bense çoktan başka kitaplarla yeni maceralara yelken açmıştım. Ta ki o güne kadar. Aralık ayının son günlerinde öğrencimin elinde “Matilda”yı görünce “Ah, artık okumalıyım.” dedim. Kitap öğrencimindi ve kitabı keyifle okumakta olduğunu söyledi. “İsterseniz okuyun hocam. Ben sonra devam ederim.” cümlesinin cazibesine kapılmamak için kendimi zor tuttum. “Sen artık başlamışsın, tamamla; ben de sonra okurum.”
Bir hafta sonra kitapla buluşmamız gerçekleşti. Can Yayınları’nın 9-11 yaş grubuna tavsiyesi olan kitap 9. sınıf öğrencimin beğeni dolu sözleriyle elimdeydi.




“Matilda üç yaşına geldiğinde, evde sağda solda duran gazeteleri ve dergileri inceleyerek, okumayı kendi kendine öğrendi. Dört yaşına geldiğinde hızlı ve iyi okuyabiliyordu; doğal olarak kitapların peşine düştü.”

                                               * * * * *

“Kitaplar onu yeni yerlere götürüyor ve heyecan dolu hayatlar yaşamış şaşırtıcı insanlarla tanıştırıyordu.
Joseph Conrad’la birlikte eski günlerin yelkenlileriyle yolculuğa çıktı. Ernest Hemibgway’le Afrika’ya, Rudyard Kipling’le Hindistan’a gitti. Bir İngiliz köyünün küçük odasında otururken, dünyanın dört bir yanında yolculuğa çıktı.”

                                               * * * * *

“Okuduğu bütün o kitaplar, ona ana-babasının hiçbir zaman sahip olmadıkları bir hayat görüşü kazandırmıştı. Biraz Dickens ya da Kipling okumuş olsalar, hayatta insanları aldatmaktan ve televizyon seyretmekten başka şeyler olduğunu kısa sürede keşfedebilirlerdi.”

                                               * * * * *

“Bir erkeği akşam işten eve dönüşünde gergin yapan birçok şey vardır ve duyarlı bir kadın fırtınanın belirtilerini fark eder, yatışıncaya kadar kocasını rahat bırakır.”

                                               * * * * *

“Matilda dehşetten donakalmıştı. Babası devam etti. Adamın bir tür kıskançlık duygusuna kapıldığı konusunda kuşku yoktu. Her sayfayı yırtarken, küçük kızın nasıl cesaret edebildiğini, onun okuyamadığı kitapları okumaya nasıl cesaret edebildiğini soruyor gibiydi. Nasıl cesaret edebiliyordu buna?”



                                               * * * * *

“Matilda, ana-babasının iyi, sevecen, anlayışlı, dürüst ve zeki insanlar olmasını o kadar çok isterdi ki… Ancak, ana-babanın bu özelliklerden hiçbirini taşımadıkları bir gerçekti ve o da bu duruma katlanmak zorundaydı. Kolay olmuyordu ama, yeni icat ettiği, kendisine her çok kötü davranışlarında onlardan birini ya da ikisini cezalandırma oyunu, hayatını birazcık daha çekilir hale getirmişti.”

                                               * * * * *

“ ‘Bütün çocuk kitaplarında eğlenceli bölümler olması gerektiğine inanıyor musun?’ diye sordu Bayan Honey.”
‘Evet’ dedi Matilda. ‘Çocuklar yetişkinler kadar ciddi değillerdir ve gülmeye bayılırlar.’”

                                               * * * * *

“Şimdi, birçok başöğretmen, birtakım üstün niteliklere sahip olduğu için bu göreve seçilir. Çocukları anlarlar. Çocukların iyiliğini isterler. Sevecendirler, adildirler ve eğitimle yakından ilgilidirler. Bayan Trunchbull bu özelliklerden hiçbirine sahip değildi, bu göreve nasıl getirildiği de bir sırdı.”

                                               * * * * *

Kitap Hakkında Kim Ne Demiş?
(İşaretli yerlere tıklayarak yazıların tamamını okuyabilirsiniz)

Roald Dahl, çocuk ruhunu iyi anlayan, ebeveyn ve büyükler hakkında keskin gözlemleri olan bir yazar. Hem “Charlie’nin Çikolata Fabrikası”nda hem de “Matilda”da bu yönünü başarıyla eserlere yansıtmış. Yazarın önyargıları, kalıpları kırmaya çalışan düşünce yapısı da ayrıca hoşuma gitti. Örneğin Matilda, ailesinin tersine sessiz, sakin, dürüst ve okumayı seven bir kız. Oysa genel kanı “aile” nasılsa çocuk da öyledir. Hâlbuki kendi öğrencilerimde de şahit olduğum kadarıyla aileyle hiç örtüşmeyen düşünce yapısına sahip, çok farklı davranışlar sergileyen çocuklar da olabiliyor bazen. Her şey önce insanın "kendi"nde başlıyor belki de.
Neyse, dediğim gibi kitabı beğendim. Özellikle Quentin Blake’in çizimlerine hayran kaldım. Kitaba ayrı bir güzellik katmış. Çocuk kitaplarının resim ya da çizimlerle desteklenmesini seviyorum.
Matilda'nın filmini de beğeniyle izleyeceğinizi düşünüyorum. Ama kitabı okumayı düşünüyorsanız; tabii ki önce kitap.



Konuyla ilgili olarak "Kitaplık Kedisi"nin "Matilda - Roald Dahl, Kitap mı Film mi?" yazısı belki size biraz daha yardımcı olur.
Okumanızı önerebileceğim bir diğer yazı ise Simay'ın "Zimlicious" adlı blogunda "Matilda: Şu yetişkinler hiçbir şey bilmiyor!".

                                            

Bu Haftaki Tercihleriniz

KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİ (Emre CANER)

GÖR BENİ (Azra KOHEN)

BİR ÖMÜR BÖYLE GEÇTİ (Faruk Nafiz ÇAMLIBEL)

BANDO TAKIMI (Muzaffer İZGÜ)

ŞEMS-İ TEBRİZİ'NİN ÖĞRETİLERİ