YAĞMUR İLE TOPRAK ÇEVRİMİÇİ

İnternet. Hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. pek çok bilgiye ve kişiye saniyeler içerisinde tek bir tuşla ulaşmamız mümkün. Peki bu bilgilerin hepsi doğru mu ya da kişilerin hepsi güvenilir mi?
"Yağmur ile Toprak Çevrimiçi" kitabında sözü edilen de bu: Güvenli ve doğru internet kullanımı.
Kitabı bir süre önce internet üzerinden okumuştum. Öğrenciler için hazırlanmış kitapta doğru ve yanlış internet kullanımıyla ilgili iki çizgi hikaye var. Diğer bölümlerde ise internet bağımlılığı, güvenli internet kullanımı hakkında bilgiler aktarılmış, KASAD'ın yürütmüş olduğu projeden söz edilmiş. Zaten kitabın yayımlanma amacı da bu: Lise öğrencilerini güvenli internet kullanımına yönlendirmek, internet bağımlılığından korumak.

Ben de okulların açıldığı bu günlerde kitaptan yola çıkarak bağımlılık, özellikle de internet bağımlılığı, ve internet kullanımıyla ilgili bir yazı hazırlamak ve öğrendiklerimi, yaşadıklarımızı sizlerle paylaşmak istedim.


Lisede öğretmenlik yaptığımız için "bağımlılık" konusuyla ilgili olarak özellikle son yıllarda sık sık seminerlere katılıyoruz. 9. sınıf öğrencileriyle katıldığım bilgilendirme toplantıları da cabası. Bu toplantı ve seminerlerin rehberlik servisi ya da ilgili emniyet birimleri tarafından düzenlendiğini de hemen belirteyim. Çünkü bu tip bilgilendirmelerin mutlaka konu hakkında uzman kişiler tarafından verilmesi gerekiyor. Edindiğim bilgileri sizlerle görsel ve video destekli olarak paylaşacağım. Yazı biraz uzun, örnekler biraz fazla olabilir ama konu TAHMİN ETTİĞİMİZDEN çok daha ÖNEMLİ.

Videoların çoğunu seminerlerde izlemiştik. Aklıma gelmişken hemen belirteyim buradaki örnekleri içinizi karartmak ya da sizi paniğe sevk etmek için vermiyorum. "Bilinçlenmek", "önlem almak" bağımlılık konusunda büyük önem taşıyor. Neyin ne olduğunu bilirsek çocuklarımızı daha doğru bilgilendirebiliriz. 

İlk videomuz "bağımlılık" hakkında:

*Tesadüfen maddeyle karşılaşılır
*Merak edilir
*Bir kereden bir şey olmaz denilir
*Alınan keyif insanı mutlu eder
*Kişi mutlu olmak için maddeyi aramaya başlar
*Bir süre sonra madde miktarı yetmemeye ve kişi her kullanımdan sonra kendini daha kötü hissetmeye başlar
*Artık bir bağımlıdır

Hiçbir bağımlı, "bağımlı" olduğunu kabul etmez.Bunu kabul etmeyip kurtulmak için "kararlı" olmadığı sürece bağımlı kişiye yardım etmenin pek de imkanı yoktur.

(Bir kereden bir şey olmaz, ifadesi gerçekten tehlikeli; çünkü tüm bağımlılıklar bu şekilde başlıyor.Hatta bağımlı olmasanız da ölümle sonuçlanan vakalar olabiliyor. Ve buna acı bir örnek geçtiğimiz şubat ayında bir öğrencimin vefatıydı. Kuzeninin "bir kereden bir şey olmaz" diyerek verdiği "çakmak gazı"nı fazla çektiği için maalesef hayatını kaybetti.)




“Şu bir gerçek ki, küreselleşen dünyada bugün çocuk ve gençleri tehdit eden en büyük sorunlardan biri internet bağımlılığıdır. Diğer tüm bağımlılıklarda olduğu gibi bu problemle en etkili mücadele engelleme çalışmalarıyla ortaya konuyor. Bu çalışmalar sayesinde doğru ve güvenli internet kullanımını önce çocuklarımız ve gençlerimizin hayatında, sonra bütün topluma yaygınlaştırmak hepimizin sorumluluk hissetmesi gereken bir alandır. (Takdim / Dr. Sare Davutoğlu)



                                               * * * * *

“Üç yılı aşkın zamandır devam eden projemizin ürünlerinden biri olan; ‘Yağmur ile Toprak Çevrimiçi’ adlı bu kitabı oluştururken alışılmışın dışında ve özgün bir çalışma yapmak istedik. Görsellik, mizah ve teorik bilgiyi birlikte harmanladık.”

                                               * * * * *

“ ‘İnternet Bağımlılığı’ kavramı ilk defa 1995 yılında Ivan Goldberg tarafından hicivli bir dille ortaya atılan, şimdilerde çözüm yolları üzerinde sıkça çalışılan popüler bir konu halini almıştır.”



                                               * * * * *

İnternetbağımlılığı tanımında ilk tanı ölçütleri patolojik kumar alışkanlığı ölçütlerinin internet bağımlılığına uyarlanması ile belirlenmiştir. Young başta olmak üzere birçok psikolog da internet bağımlılığını madde kullanımından farklı bir özellik olarak değerlendirmiş ve tıpkı kumar alışkanlığı gibi dürtü kontrol bozukluğu niteliği taşıdığı düşüncesinden hareketle tanımlamışlardır.”

                                               * * * * *

“Bütün bu gelişmeler insanların hayatını hızla değiştirirken, özellikle çocuk ve gençlerin davranış biçimlerini, kendilerini tanımlamalarını, sosyal ve fiziksel çevreleriyle kurdukları ilişki biçimlerini belirlemektedir.”

                                               * * * * *

Siberzorbalığı, geleneksel zorbalıktan ayıran en büyük özellik internet ortamında olduğu için kalıcılık ve sürekli tekrar edilme ihtimalidir. Çünkü internet ortamına yüklenen bir videonun ya da fotoğrafın tamamen silinme ihtimali neredeyse yoktur. Saatler içerisinde sayısını tahmin edemeyeceğimiz kadar çok izlenip yayılma ihtimali neredeyse yoktur. Saatler içerisinde sayısını tahmin edemeyeceğimiz kadar çok izlenip yayılma ihtimali de çok yüksektir.”

Akran zorbalığı maalesef son yıllarda daha çok dillendirilir oldu. Özellikle siber zorbalık bunun önemli ayaklarından biri. Teknolojinin bu kadar yaygın kullanımı, olumsuz taraflarını da ister istemez artırmakta.

Öğrencilerimizin en çok sorun yaşadıkları konulardan biri de cep telefonları. Bağımlılığın yanısıra yanlış kullanım yüzünden pek çok genç mağdur olmakta. Peki nasıl?

*Çoğu genç "kankam" diyerek yakın arkadaşlarıyla sosyal medya hesaplarının şifrelerini paylaşmakta. Zaman zaman diğer taraf şaka yapmak için (!) bu hesaplardan arkadaşının hoşlanmayacağı paylaşımlarda bulunabiliyor.
*Okulda tuvaletlerde ya da beden eğitimi dersi için hazırlandıkları soyunma odalarında öğrenciler birbirlerinin istenmeyen görüntülerini çekebiliyor, hatta bunun için diğer öğrenciyi zorlayabiliyor.
*Bazı sosyal medya hesaplarında öğrenci ve gençlere yönelik etkinlikler düzenleniyor. Bunlar bireysel ya da kitlesel olabiliyor. Okulda zaman zaman karşılaşmaktayız, çok detaya girmek istemiyorum; ama bir örnek vermemin de gerekli olduğunu düşünüyorum.
Bir gün teneffüste, nöbet sırasında, sınıfın birinden çığlıklar yükselmeye başladı. Sınıfa doğru yöneldim. Bir de baktım çantalar havalarda uçuşuyor, öğrenciler çığlık atıyor. Ne oluyor dememe kalmadı, bu etkinliğe (!) katılmayan öğrencilerden biri koşarak - hatta kaçarak - yanıma geldi ve ne dese beğenirsiniz: "Hocam, instagram'da falan hesap hadi okulda çılgınlık yapın, fotoğrafını paylaşın, bakalım en fazla beğeniyi kim alacak demiş, arkadaşlar da onu gerçekleştiriyor."
*Bir öğrenci hoşlandığı kişiye hiç düşünmeden "özel" görüntülerini gönderebiliyor. Karşı taraf herhangi bir küslükte ya da yanlışlıkla (!) kendi hesabından bu gönderiyi başkalarıyla paylaşabiliyor.



*Şifrelerin kimseyle paylaşılmaması gerektiğini,
*Tuvalet ve soyunma odalarında dikkat etmeleri, herhangi bir durumda size ve okul idaresine haber vermeleri gerektiğini,
*Çeşitli mecralardan gelen "şunu yapın, buraya gidin" gibi uygulamalar için dikkatli olmaları gerektiğini, (internet üzerinden öğrencileri etkisi altına oyunlar bu etkinliklerin daha da ilerlemiş hali)  
*Özel görüntülerini - kız, erkek fark etmez -  hiçbir arkadaşlarıyla paylaşmamaları gerektiğini, 
çocuklarımıza söyleyelim. 


Şunu da unutmayalım ki telefon elimizden düşmüyor, bütün gün aldığımız beğenilerden söz ediyorsak çocuklarımıza söylediklerimizin pek de bir etkisi olmuyor. 
Küçükken sussun diye eline tablet ya da cep telefonu verdiğimiz çocuğumuzun liseye geldiğinde bunlardan uzak durmasını beklemek ise bir nevi boşa kürek çekmek haline geliyor.

Bir diğer problem de herkese açık sosyal medya hesapları. Buralardan paylaştığımız fotoğraflara dikkat etmemiz gerekli. Çocuğumuzun bir yanlışa düşmesi şart değil. Dikkatsizlik edip ya da önemsemeyip çocuğumuzla ilgili bir paylaşım yaptığımızda bunun sonucu hiç ummadığımız yerlere uzanabiliyor. İnternette her türlü insan mevcut olduğunu unutmayalım. Yaptığımız paylaşımı silsek bile iş işten geçmiş olabilir.  

Yeri gelmişken hemen hatırlatayım son zamanlarda yine öğrenciler arasında popüler olan cep telefonu uygulamalarından biriyle dünyanın herhangi bir hiç tanımadığınız insanlarla görüntülü olarak konuşabiliyorsunuz. Herhangi bir yer, herhangi bir yaş grubu, herhangi bir insan...


                                               * * * * *


“İnternet kullanımının problemli hale geldiği durumlar şu şekildedir:
* İnternet kullanmayı durdurmakta zorlanma
* Bırakmaya niyetlense de kullanmaya devam etme
* Başkaları tarafından interneti daha az kullanma konusunda uyarıların olması
* Başkalarıyla vakit geçirmek yerine, internete bağlanmayı tercih etme
* İnternet kullanımı yüzünden uykusuz kalma
* Çevrimiçi değilken bile internet hakkında düşünme
* İnternete bağlanma zamanını iple çekme
* İnterneti daha seyrek kullanmanın gerekliliğine inanma
* İnternette daha az vakit geçirmeye çabalama ancak başaramama
* İnternete ulaşamayınca kendini rahatsız ve karamsar hissetme
* İnternet kullanımından kaynaklanan fiziksel rahatsızlıklar yaşama
* İnternete bağlanmak için işten eve gelmekte acele etme
* Günlük zorunlulukları internet yüzünden yerine getirememe
* Gizli gizli internete bağlanma
* İnternette geçirilen zamanı başkalarından saklama
* Kendini mutsuz hissettiğinde internete bağlanma
* İnterneti üzüntülerinden ve olumsuz düşüncelerinden kaçmak için kullanma
Yukarıda sıralanan maddeler problemli internet kullanıcısı olan kişilerin özelliklerini tanımlayabilir. Eğer bu maddelerin büyük bir çoğunluğu size uyuyorsa profesyonel bir yardım için başvurmalısınız.”



                                               * * * * *

“İnternet kullanımının problemli hale gelmesi durumunda, kişilerin profesyonel yardım alması gereklidir. Bu alanda ‘Bilişsel Davranışçı Terapi’ (BDT) en yaygın kullanılan tedavi yöntemlerinden biridir.”



                                               * * * * *

“Yaşadığımız dönemde, internetten arınmış bir hayattan bahsetmek söz konusu olmadığından, nüksler çok kolaylıkla görülebilir. Bu alanda çalışan çoğu uzman, en iyi sonucun, bilişsel davranışçı terapi ve gerektiğinde, farmakoterapi (ilaç tedavisi) uygulamak olduğu görüşündedir.”

                                               * * * * *

“ ‘Yağmur ile Toprak Çevrimiçi’ kitabındaki karakterlerimiz Yağmur ve Toprak, kitabın problemli internet kullanımına örnek olan yüzünde; internette daha fazla vakit geçirdikçe, daha fazla kabul görebileceklerini düşünürler (örneğin, Toprak’ın internet fenomeni olması) ve sanal ortamın parıltılı dünyası Yağmur ve Toprak’ın internette zaman geçirme sürelerini arttırmaktadır. Bahsedilen problemli internet kullanımı Yağmur ile Toprak’ın ailesi ve sosyal ortamı ile daha az iletişimde olmasına sebep gibi, sosyal medyada daha fazla yer edinebilmek için çabalamalarına, gerçek ortamlarında temastan kaçınmalarına sebep olmaktadır (örneğin Yağmur’un internette daha fazla vakit geçirmek için yemeği bilgisayar başında geçiştirmesi). Bu durum kısa vadede bakıldığında, Yağmur ile Toprak’ın sosyal ortamlarındaki problemleriyle başa çıkmalarına yardımcı olsa bile, uzun vadede, daha ciddi bir problem olarak tekrar karşılarına çıkmakta ve hayatla başa çıkma becerilerinin gelişmesine de engel olabilmektedir.”

Aşağıdaki video da ilgimi çekmişti. Evimizin kapısını açık bırakmıyoruz, olur mu canım hiç öyle şey diyoruz; ama internet üzerinden neredeyse her şeyimiz ortada.
Yine bu videoda vurgulanan noktalardan biri de sanal kimlikler. 
Daha rahat yazabilmek ya da yazışabilmek adına günümüzde pek çok kişi internet ortamında kendi adını kullanmayabiliyor. Bunda herhangi bir problem yok. Ancak seçtiğiniz isim ya da nickname altında kendinizi normal yaşamınızdan bambaşka biri olarak tanıtıyorsanız orada sorun başlamış demektir. 


                                               * * * * *

“Yağmur ile Toprak’ın sanal ortamda daha fazla zaman geçirmeleriyle birlikte kararlarını kendileri almakta zorlanmaktadırlar, çünkü bu ortamda var olabilmek için bazı gerekliliklere uymak zorundadırlar ve aslında telefon / internet kişisel ihtiyaçlar için kullanılırken, zamanla telefonun onları kontrol altına aldığı gözlemlenmektedir.”




Teknolojiden en iyi şekilde faydalandığımız, bağımlı olmadan bağlandığımız, çocuklarımıza da örnek olduğumuz güzel günler dileğiyle...






                                      ▬    ▬      ▬

Bu Haftaki Tercihleriniz

KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİ (Emre CANER)

GÖR BENİ (Azra KOHEN)

BİR ÖMÜR BÖYLE GEÇTİ (Faruk Nafiz ÇAMLIBEL)

BANDO TAKIMI (Muzaffer İZGÜ)

ŞEMS-İ TEBRİZİ'NİN ÖĞRETİLERİ