BİZ DE BAŞARABİLİRİZ (Murat ERGUN)


Bugün bir “kişisel gelişim” kitabıyla birlikteyiz. Ancak “Biz de Başarabiliriz” adlı kitabın diğerlerinden bir farkı ve önceliği var. “Türkiye’nin ilk kişisel gelişim kitabı”.



Murat Ergun tarafından 1953 yılında “Biz de Muvaffak Olabiliriz” adıyla yayımlanmış. Elimdeki baskı ise 2014 yılına ait ve yazarın torunları Murat Özsoy ve Murat Çelengil tarafından yayına hazırlanmış.



 “Asıl sorun, bu öğütleri bilmemiş olmamızda değil, belki de bildiklerimizi uygulayamamakta veya uygulanmasının zor olduğunu sanarak gevşemektedir. (Önsöz, Murat Ergun)”

Kitap 1950’li yıllarda yazıldığı için bazı öneriler, anlatılar kimimize uzak gelebilir. Ancak ben yine de keyifle okudum. Yazar, Murat Ergun doğulu ve batılı düşünürlerin sözlerine de yer verdiği kitabında pek çok konuya değinmiş. “Hayatta Nasıl Başarılı Olabiliriz?”, “Mutluluğa Ermenin Sırrı Nedir?”,  “Görev aşkı ve meslek sevgisi” kitapta yer alan konulardan sadece birkaçı. İş hayatından aile hayatına, sağlıktan, hoşgörüye çeşitli konular ilginizi çekebilir. Anlatılanlar zaman zaman ayet ve hadislerle de desteklenmiş. Gıcır gıcır, yepyeni bir kitap kapağıyla “ilk kişisel gelişim kitabı” olma özelliğini pek bağdaştıramasam da kitabı ilgiyle okuyacağınızı umuyorum.


                                               * * * * *

“Tanrı, ‘Gelmesi mümkün tehlikelere karşı hazırlıklı ve önlemli davranınız ve kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayınız’ buyuruyor. Hz. Muhammed de, ‘Cüzamlı insanlardan aslandan kaçar gibi kaçınız, onlar bir vadiye inerse siz başka vadiye ininiz ve onlara yaklaşmayınız’ diyerek, böyle bulaşıcı bir hastalığın yayılışından uzak bulunmamıza işaretle bizi uyarıyor. Öyleyse sağlığımızı koruyalım, hazırlıklı ve uyanık bulunalım, böyle anlamsız ve yersiz bir tevekkülle, ‘Her şey Allah’tandır, o elbet bizi korur’ deyip Tanrı buyruklarına ve sağlık kurallarına aykırı hareket ederek, hayatımızı ve sağlığımızı tehdit eden zararlı ve tehlikeli düşünce ve tevekküllere yer vermeyelim.”

                                               * * * * *

Kanaat, az çalışmak, olanla yetinmek ve tembelce bir yaşam sürmek değildir. Tevekkül, hiçbir önlem ve girişime başvurmadan mütevekkil olup sırtüstü yatarak, her işi Allah’a havale edip beklemek değildir. Sabır ve tahammül de; her türlü alçalma ve hakarete katlanmak, tembelliğin doğal bir sonucu olarak, insanın düştüğü yoksulluğun sıkıntılarına boyun eğmek değildir.”

                                               * * * * *

“Kitaplar, bize neşe veren sarayların anahtarıdır. Bir düşünüre göre, ‘Okumanın bir senede öğrettiği şey, deneyimin yirmi yılda öğrettiğinden daha fazladır. Okuma tehlikesizce öğretir, halbuki deneyim, öğretmekten çok sıkıntı verir.’

                                               * * * * *

“Bakın, Debori ne diyor:
‘Kitaplar ve kütüphaneler… İşte değneksiz, acı söz söylemeden, hiddetlenmeden, hediye ve para istemeden bizi eğiten hocalar. Onlara yaklaşırsanız umduklarınızı bulursunuz, sorarsanız sizden bir şey gizlemezler, onları tanımazsanız asla yakınmazlar, eğer bir şey bilmezseniz sizinle eğlenmezler.’

                                               * * * * *

“Din bize, ahreti kazanmak için dünyayı terk etmeyi buyurmuyor. Tam tersine, mutluluk yolunun çalışmakta ve her şeyin aslını öğrenmekte olduğunu bildiriyor. ‘Tanrısal yasayı doğada okuyan kimse, tanrısal dinginliği kendinde bulur’ sözü ne kadar yerinde söylenmiştir. Ruh, aldığı bilgileri temsil ederek yükselir. Sağlığı, yaşayışı koruyan ve düzenleyen dünya ve ahret mutluluğunun anahtarını elimize veren bilimdir. Kuşku, kuruntu, asılsız şeylere ve batıl inançlara saplanmak hep cehaletten gelir. Bilim, bu temelsiz inançları yok eden ve bizi esaslı bir imana sahip kılan en güçlü araç, akıl ve fikir gelişimini sağlayan en büyük yardımcıdır.”

                                               * * * * *

“Korkuya ve çıkara dayanan saygı ve itaat yalancı ve geçicidir. Gerçek sevgi ve arzudan doğan saygı ve itaat ise içten ve sonsuzdur.”

                                               * * * * *

“El elden, fikir fikirden üstündür. Muhatabımızın sözlerini dikkatle, sessizlikle dinlemeye alışırsak, bu sözler ve görüşler arasında bizim işimize yarayacaklar da bulunabilir.”
                                ▬    ▬      ▬

Bu Haftaki Tercihleriniz

BİR ÖMÜR BÖYLE GEÇTİ (Faruk Nafiz ÇAMLIBEL)

KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİ (Emre CANER)

YEŞİL MÜREKKEP (Osman BALCIGİL)

DEDE KORKUT HİKAYELERİ

SANATIN GEREKLİLİĞİ (Ernst FISCHER)