BENİM YOLUM (Christina DANIELS)
Aamir Khan. Hint sinemasının önemli isimlerinden. Ama kitabı
aldığımda ben bunu bilmiyordum. Kitabın kapağı ilgimi çekmişti.
Okulda bazen ders aralarında ya da okuma saatlerinde okuyabileceğim bir kitap arıyordum. “Benim Yolum” deyince birlikte kitapçıya gittiğimiz öğretmen arkadaş “Aaa, ismini duymuştum. Ünlü biri. Güzel bir kitap olabilir.” dedi. Şöyle bir sayfaları çevirdim. Kitap bölümlerden meydana geliyordu. Anlatılanlar kısım kısım aktarılmıştı. Bu sebeple okulda okuması da rahat olacaktı benim için. Bir bölüm oku, ara ver, sonra devam et.
Kitap Aamir Khan’ın çocukluk yıllarıyla başlıyor. Çevresinden ve sinemaya olan ilgisinden söz ediliyor.
Kitap boyunca Hint sinemasının ünlü
yönetmenleri, oyuncuları, gazeteciler Aamir Khan’ı anlatıyor.
Aamir Khan’ın
sesini ara sıra duyuyoruz kitabın adı “Benim Yolum” olmasına rağmen. Halbuki ben de sanmıştım ki
kitap Aamir Khan’ın ağzından ya da onun tarafından yazılmış.
“Her ne kadar sinemaya gitmek, ender yapılan
bir şey olsa da, kitaplar genç Aamir’in her zaman arkadaşı olmuştu. İlk Enid
Blyton’ını daha altı yaşındayken okudu.”
*
* * * *
“Aamir’in
büyüme yıllarında tesiri altında kaldığı en etkin kişi annesi Zinat Hussain
oldu. 2008 senesinde Cineblitz ile
yaptığı röportajda, sevgiyle, ‘Gerçek anlamda bağlantı kurabildiğim ve birçok
şey öğrendiğim en önemli kişi, annemdi. O inanılmaz derecede güçlü bir insan,
başkalarının yaşadıkları konusunda çok hassas, insan olarak çok nazik, muhteşem
bir kadın. En önemlisi de dengeli ve olgun’ diye aktarmıştı. Aktörün içindeki
insanı şekillendiren de işte bu güçlü, hassas kadın oldu.”
*
* * * *
“Aamir’in
tenise duyduğu bağlılık o kadar büyüktü ki tek bir antrenmanı bile kaçırmazdı,
hatta buna oruç tuttuğu Ramazan ayı da dâhildi. Bu odaklanma, onu okul
yıllarında Maharaştra’nın eyalet
tenis şampiyonu yaptı.”
*
* * * *
“ ‘Eğer
başarısız olursam, eğer hiç kimse beni artık görmek istemezse, film
yapımcılığına girmek isterim; belki bir yönetmen ya da yönetmen yardımcısı
olarak. Eğer bu da işe yaramazsa kurgulamayı denerim, bu da olmazsa ayak
işlerine bakarım. Ama endüstriden ayrılamam. Bildiğim tek şey bu.’ – Aamir Khan, The Sunday Observer’la yaptığı
bir röportaj, 2001”
*
* * * *
“On
sekiz yaşına geldiğinde Aamir, okulu bitirme fikrini bir kenara attı. 2001’de The Sunday Times of India’yla yaptığı
söyleşide, ‘Ben mezuniyete filan inanmıyordum. Eğer bir şeyle gerçekten
ilgileniyorsanız, onu öğrenmelisiniz. Ben de bunu yaptım. Bu büyük bir karardı’
diyordu.”
*
* * * *
“Bazı
insanlar kendilerine önerilen paraya bağlı olarak bir film de kötü de olsa
çalışmayı kabul edebilir. Fakat Aamir bunu kesinlikle yapmaz. Benim filmimde,
sırf arkadaşı olduğum için rol almaz. Tanımadığı birisi ona iyi bir konuyla
giderse, o filmde çalışır. Dolayısıyla o kendisine karşı dürüst. ‘Evet’ dediği
şey para, arkadaşlar ya da başka bir şey değil, filmin ta kendisidir. O zaman
hiçbir şeyin önemi olmaz. Onun açısından sadece film önemlidir. Bu dürüstlük
Aamir’in gücüdür.”
*
* * * *
“Aamir’in
daha pragmatik bakış açısı, filmin çıkarları doğrultusunda hareket ettiği önündeydi. 1994’te Filmfare’e şöyle
dedi:
‘Juhi çok iyi bir aktris, çoğunlukla benden daha iyi. Ama ben herkesi
güldürmek ve salona oynamak için çalışsaydım, karakter yapılarımız arasında
kesinlikle bir denge olmazdı. Eğer insanlar, onu benden daha çok sevdilerse, o
benden daha iyi bir başarı yakaladıysa, ona en ufak bir hınç beslemem onunla
yarışıp filmi mahvetmeyi kesinlikle istemedim.’”
*
* * * *
“Geriye
dönüp her iki filmde de aktörlük yapan Aamir’e baktığımda, onun cesur bir
oyuncu olduğunu düşünüyorum; çünkü ilgi başka birisine dönünce kendisini tehdit
altında hissetmiyor.”
Mesleğine saygısı, çalışması ve kendine güveni Aamir
Khan’ın yeteneğini pekiştiren önemli unsurlardan kanımca.
Elimde kitabı
gören kız öğrencilerimden biri bir çığlık attı. Kendisi kitap okumaktan pek
hoşlanmaz, dikkatini veremez; ama bu kitap sayesinde iyi bir film izleyicisi
olduğunu özellikle de Aamir Khan’a büyük bir hayranlık duyduğunu öğrendim.
Kitabı görünce merak etti. Evirdi çevirdi. (Kitabı Aamir Khan yazmış olsaydı
muhtemelen okurdu) En arkada bir fotoğraf albümü var, o bölümün sayfalarına baktı. Her sayfayı çevirip film sahnelerinden kareleri görünce hepsini bir
bir sıralayıp beni aydınlattı. Ve artık benim için de Aamir Khan’ın bir
filmini izlemek elzem olmuştu. Hangisi mi?
*
* * * *
“Oynayacağı
karakterin eski giysiler giymesi gerektiği için, yeni giysiler satın alıp
bunları eskiymiş gibi giyinmek istemedi. Bunun yerine, sette getir götür
işlerine bakan çocukların üzerinde tapori tarzına uygun bir şeyler gördüğünde
bunları ödünç aldı, daha sonra yerine yenisini hediye etti.”
*
* * * *
“Altmış
günlük çekimlerin ardından, bizimle deli gibi tartışan aktörler işten
çıkartılacaktı. Şimdi tek sorun, onları çıkartmamız durumunda altmış günlük
zorlu çekimleri tekrarlamamız gerekecekti. Sırf onun kendine güveni yüzünden,
altmış gün süresince yeni çekim yaptık. Ben ruhen çökmüştüm. İşi orada
bırakmaya ve her şeyi unutmaya hazırdım. Ama Aamir bana, ‘Endişelenme’ dedi.”
*
* * * *
“Hint
seyircisi aptal bir seyirci değil. Bazen aç karnına film seyreden bir seyirci.
Böyle bir kitleyi hiçbir zaman kandıramazsınız. Dünyanın en zor seyircisidir.
Basit olabilir ama aptal değildir. Chaplin basitti. Ama onda maskaralık etmenin
ötesinde çok daha farklı şeyler vardı.”
*
* * * *
“Aamir
işe dâhil olan bir aktör ve olması gereken de bu. Katkıda bulunuyor ama geminin
kaptanının yönetmen olduğunun da bilincinde.”
*
* * * *
“Aamir
daha sonraki bir basın toplantısında, Avrupa’da ilk kez gösterime girmenin
kendisi için Oscar’a aday gösterilmekten çok daha fazla şey ifade ettiğini
söyledi.”
*
* * * *
“Doğru
insanlarda doğru ruh halini yaratmak için, doğru filmi doğru zamanda yapmanız
gerekiyor.”
*
* * * *
“Dolayısıyla
Aamir, peruk kullanmaktansa saçlarını uzatmaya karar verdi, aynı zamanda
bıyıklarını da uzattı. Bu kararının arkasındaki sebebi daha sonra şöyle
açıklayacaktı: ‘Saçınız gerçekten bu kadar uzun olduğunda, kendinizi değişik
hissediyorsunuz.’ Aamir sadece Mangal Pandey gibi görünmekle kalmak istemedi,
kendisini onun gibi hissetmek de istedi.”
*
* * * *
“Aamir,
blogunda daha önce, ‘Eğer bir şeyleri gerçekten değiştirmek istiyorsak, hepimizin
içine çok dürüst bir şekilde bakmamız, yanlış olduğunu düşündüğü şeyleri
düzeltmek için çalışması gerek. Eğer herkes bunu yaparsa, o zaman toplumumuzun
genelinde büyük bir değişim yaşanacaktır’ diye yazdı.”
Yukarıda bir Aamir Khan filmi seyretmemin gerekli hale
geldiğinden söz etmiştim. Öğrencimin en beğendiği film: Her Çocuk Özeldir.
Öğrenme güçlüğü olan bir çocuk. Ya da başka bir deyişle dünyaya tamamıyla kendi penceresinden bakan bir çocuğun
okul ve aile yaşantısının anlatıldığı film benim de hoşuma gitti. İzlemenizi
tavsiye ederim.
Peki, kitabı okumanızı tavsiye eder miyim? Eğer sinemaya,
özellikle Hint sinemasına bir ilginiz varsa ya da örneğin sinema bölümünde
okuyorsanız kitabı mutlaka okuyun derim; çünkü sinema ve oyunculuk adına
doyurucu bir çalışma. Onun dışında Hint sinema endüstrisi ile ilgili yoğun
bilgiler biraz sıkıcı gelebilir. Keşke Aamir Khan “Benim Yolum” deyip
kendi yolunu kendi anlatsaymış.
*
* * * *
“The Times of India’da film tanımında iki
satır mevcuttu: ‘Hayatta iki seçenek vardır: birincisi şartları olduğu gibi
kabul etmek, ikincisi onları değiştirme sorumluluğuna razı gelmek’”
*
* * * *
“Ruh
göremeyeceğiniz fakat hissedebileceğiniz bir şeydir. Bir kez ruhu denklem dışı bıraktığınızda,
beden ölür.”
*
* * * *
Sharman Joshi, Aamir Khan, and Madhavan in 3 Idiots (2009) |
“Öğrencilerinin
imkânsız müfredat programlarıyla intihara sürüklendiği bir ülkede, 3 Idiots
umut veriyor. Belki sinema hayat kurtaramaz. Ama size hayatın yaşanmaya değer
olduğunu hissettirebileceği kesin.”
*
* * * *
“Hepimiz
büyük şeyler yapmak istiyoruz. Ama sabırsızız, kısa yollara sapıyor ve
kendimize bahaneler yaratıyoruz. Aamir ise kesinlikle yoldan çıkmıyor. Her şeyi
sonuna kadar takip ediyor.”
*
* * * *
“O
düşünen bir aktör; entelektüel olduğu için değil, anlaşmazlıkların üstesinden
gelmek için zihnini kullandığı için.”
▬ ▬ ▬
İlginizi
çekebilir:
2.Deha’nın El Kitabı –Tony Buzan / Raymond Keane