UÇTU UÇTU PELİN UÇTU (Feyza HEPÇİLİNGİRLER)
Küçük bir kız çocuğu evdeki malzemelerle bir uçan daire yapıp yolculuğa çıkarsa neler olur? Gittiği yerde onu kimler karşılar, ona nasıl davranırlar?
Feyza Hepçilingirler’in 1985 Sıtkı Dost Çocuk Romanı yarışmasında üçüncülük kazanan yapıtı: Uçtu Uçtu Pelin Uçtu.
Feyza Hepçilingirler’in 1985 Sıtkı Dost Çocuk Romanı yarışmasında üçüncülük kazanan yapıtı: Uçtu Uçtu Pelin Uçtu.
“Onu her
gün yuvaya bırakmak zorunda olsalar da anne ve babasını çok sevdiğini ve
onlarsız yaşayamayacağını biliyordu. Çok yalın bir şeydi istediği: Yuvanın ve
evin dışında yerler görmek; çok kısa bir süre de olsa oralarda yaşamak…
Büyükler bu isteğini çarpıtıp daha derin ve gizli şeyler aramak adına yanlış
yargılara varabilirlerdi. Onları sevmediğini, bu yüzden kaçıp kurtulmak
istediğini sanabilirlerdi. Bu yüzden saklamak zorundaydı Pelin uçan dairesinin
resmini.”
*
* * * *
“Her gün
olduğu gibi neredeyse koşturur gibi çekiyordu Pelin’i. Pelin adımlarını
annesine uyduramadığı için koşup ona yetişiyor ama bir süre sonra kolunun
uzayacak kadar çok çekildiğini ayrımsayınca gene geride kalmış olduğunu
anlıyordu. Her zaman acelesi olan kadınlardandı ailesi. Aceleci olmak için
haklı nedenleri vardı kuşkusuz ama gene de Pelin bunca işi olmamasını ve onu
caddelerde böyle koşturmamasını yeğlerdi. Ayrıca bunun annesine özgü bir durum
olmadığını da biliyordu. Yuvadaki çocukların anneleri hep acelecidir ve daima
çok işleri olur.”
*
* * * *
“Biraz
etrafına bakındıktan sonra uçan dairesinin inişe geçmiş olduğunu gördü.
Alçalışı zevkle izlemeye koyuldu. Kahverengiler toprağa, yeşillikler tarlalara,
bahçelere dönüşürken, tek tük görülen beyazlıklar da biçimlenip ev oluyordu.
Cetvelle çizilmiş gibi görünen çizgiler yol, eğri büğrü çizgiler akarsu olmaya
başladı. Alçaldıkça akarsular, yüzüne tutulmuş ayna gibi gözünü alır oldu.”
*
* * * *
“Pelin de ilk kez annesinin kimi uyarılar yaparken ne
kadar haklı olduğunu düşündü. Demek abla ya da anne olmak, küçüklerin
yanlışlarını daha çabuk görme fırsatı veriyordu insana.”
*
* * * *
“Pelin
gene bir şey söyleyemedi. Birbirlerine üstünlük taslamadıklarını görmüştü
çünkü. Baba Yumuşak, gazetesini eline alarak bir yana çekilmiyor, karısının
sofrayı kurmasını, sonra toplamasını, bulaşıkları yıkamasını beklemiyordu.
Birlikte çalışıyorlar, birlikte dinleniyorlardı. Kendi evlerini, annesinin eve
gelişinden yatıncaya değin durmaksızın koşuşunu anımsadı. Ama Yumuşak’a
anlatamazdı bunu. Çünkü harflerden daha aşağı olmak onuruna dokunuyordu.”
*
* * * *
“Pelin,
asla ulaşamayacaklarını sandığı yere geldiği için mi, yoksa Yumuşak’tan çoktan
beri beklediği ama görmediği içtenliği ve sevgiyi gördüğü için mi, daha çok
ağlamaya başladı.”
*
* * * *
“Pelin’in
ilgisini çeken Yumuşak’ın anlatımındaki değişiklikti. Hiçbir harfe göstermediği
yapmacık bir saygıyı katmaya çalışıyordu sözlerine. Öbür harflere B’ Teyze, L’
Amca diye seslenen Yumuşak, şimdi nöbetçilere,
— Saygıdeğer A’ Beyefendiyi görmek istiyoruz efendim. Eğer bir sakıncası
yoksa bizi kendisiyle görüştürebilir misiniz acaba? deyip aşırı saygılı ve
özentili bir dil kullanıyordu.”
▬ ▬ ▬
İlginizi çekebilir:
1.Arı Maya - Waldemar Bonsels
2.Alice Harikalar Ülkesinde - Lewis Carroll
3.Düş Sokağı Çocukları - Dinçer Sezgin
4.Küçük Prens - Antoine de Saint-Exupery
İlginizi çekebilir:
1.Arı Maya - Waldemar Bonsels
2.Alice Harikalar Ülkesinde - Lewis Carroll
3.Düş Sokağı Çocukları - Dinçer Sezgin
4.Küçük Prens - Antoine de Saint-Exupery