ERMİŞİN BAHÇESİ (Halil CİBRAN)
Halil Cibran’ın “Ermiş” adlı eserinin devamı sayılan kitap: Ermişin Bahçesi
Biraz akıl, düşünce; biraz gönül, sevgi...
Biraz akıl, düşünce; biraz gönül, sevgi...
“Kitaplarında hiçbir zaman ucuz Amerikan
filmlerindeki mutlak iyi ile mutlak kötünün portreleri çizilmez, ikisi birdir
ve birlikte vardırlar. Kategorileri karşıtlarıyla birlikte ele alır. (Başlangıç
– R.Tanju Sirmen)”
*
* * * *
“Acılı yaşamından hiç yakınmamıştır. ‘The
Voice of the Master’da ‘Ben kimim ve niçin varım?’ diye sorarak şunları
söylüyor:
Bunlar ve diğer öğretilerden söz edişim nedeniyledir ki cezaya çarptırılıp
sürgüne gönderildim ve Kilise tarafından aforoz edildim… Geçirdiğim yıllarda
hiçbir pişmanlığa kapılmış değilim. Gerçek’i arayıp da onu insanlara açıklayan
herkes acı çekmeye mahkûmdur.’ (Başlangıç
– R.Tanju Sirmen)”
*
* * * *
“ ‘Ermişin
Bahçesi’ (The Garden of the Prophet) ölümünden sonra basılmıştır ve ‘Ermiş’in
(The Prophet) devamı sayılıyor. Bilge, ‘Ermiş’te Orphalese kentinden bindiği
gemiden bu kitapta iner. (Başlangıç –
R.Tanju Sirmen)”
*
* * * *
“Uzak
bir diyarda bir avcıydım ben. Bana verdikleri altın okları amacına uygun
harcamış olabilirim, fakat hiçbir düzenbazlığı alaşağı edemedim.”
*
* * * *
“Çoğu
zaman Yaşamı acımasız isimlerle çağırırız, oysa yalnız biz kendimiz acımasız ve
karanlıkken yaparız bunu. Ve boş ve yararsız sayarız onu, ancak ruhumuz harap
yerlerin kaygusuna düştüğü ve yüreğimiz aşırı derecede kendini düşünmekle
sarhoş olduğu zaman.”
* * * *
*
“Sonra
dedi: ‘Dostlarım ve yol arkadaşlarım, inanışlarla dopdolu ve fakat dini bomboş
olan ulusa ne yazık.
Ne yazık o ulusa ki bir urba giyer kendi dokumaz, bir ekmek yer kendi
hasat etmez ve bir şarap içer ki kendi testisinden akmaz.
Ne yazık o ulusa ki zorbayı kahraman diye alkışlar ve gösterişi fatih
cömertliği sayar.”
*
* * * *
“Devlet
adamı bir tilki, düşünürü bir hokkabaz ve sanatı yamama ve taklit olan o ulusa
ne yazıktır.
Ne yazık o ulusa ki yeni yöneticisini borazanlarla karşılar ve yalnızca bir diğerini yine borazanlarla karşılamak için, yuhalarla uğurlar.
Ne yazık o ulusa ki yeni yöneticisini borazanlarla karşılar ve yalnızca bir diğerini yine borazanlarla karşılamak için, yuhalarla uğurlar.
Ne yazık o ulusa ki bilgeleri yıllardır dilsizdir ve güçlüleri
beşiktedir henüz.
Ne yazık ki o ulusa
parçalara bölünmüştür, her parçası kendini bir ulus sanır.”
*
* * * *
“Dostum,
evinin önünden geçtiği halde, kapını çalmıyorsa hangi adam senin konuksever
olmadığını söyleyebilir?
Ve sana hiçbir şey anlamadığın garip bir
dilden konuşup da kim seni sağır ve akılsız sayabilir?”
*
* * * *
“Eğer
çirkinlik diye bir şey varsa, o da, gözlerimizdeki önyargılı ölçekler ve
kulaklarımız tıkayan balmumunun ta kendisidir.”
* * * *
*
“Nisanı
dinliyor gibi dinleyin Flüt çalanı, fakat eleştiren ve hata-bulucu bir konuşma
duyduğunuzda, kendi kemikleriniz kadar sağır ve hayaliniz kadar uzak olun.”
▬ ▬ ▬