YÜRÜME (Oruç ARUOBA)

En iyi yol hangisidir? Henüz yürünmemiş olan, önümüzde uzanan mı? Yeniliklere, umutlara doğru giden; belki de bizi daha da geliştirip ileriye taşıyacak olan.
Belki de en iyi yol geride bıraktığımız, tamamladığımız yoldur; bizi bugüne getirmiş, deneyim kazandırmış, olgunlaşmamıza yardımcı olmuş.
Âşık Veysel ne demiş yol hakkında: “Uzun ince bir yoldayım / Gidiyorum gündüz gece
Peki Oruç Aruoba ne demiş: Kendi yolunu bulamayan, bütün yolları boşuna yürür.
Ya siz? Siz ne diyorsunuz yol hakkında:.....

Bütün dert, ötekilerle birarada yaşamak zorunda
olup, bir arada yaşamaya dayanmamamızdadır.

En yakınlarımız en uzak olsunlar isteriz;
en uzaklarımız da, en yakın — olunca da,
hep, tersi…

Tersliğimiz, uzak yakınlığımız, ve,
yakın uzaklığımızdır.

                        * * * * *

Öfkemiz kördür
— en çok da ayna karşısında…



                        * * * * *

Hep bir şeyleri yineleriz — en özgünyaratıcı
vb. olduğumuzu sandığımızda, bulduğumuzu
sandığımız yeni, bir yineleme olduğunu
gösteriverir.

Ne çok insan ne çok şey düşünmüştür zaten,
bizden önce — bizim şimdi düşündüğümüz birşeyin,
daha önce düşünülmemiş olması olanaklı mı?

                        * * * * *

Hep, olmamız gerektiğini düşündüğümüz kendimiz ile
— hep biraz şaşarak — olmakta olduğumuzu
gördüğümüz kendimiz arasındaki aykırılık, sanki,
orası burası delik bir şemsiyeyle sağanak altına
çıkmışız gibi bir etki bırakır üzerimizde.

                        * * * * *

(Bir kez dilegetirmeğe değer bir şey yakalasak,
önemli değildir hangi dilde dilegetirdiğimiz
— bir getirebilsek…)

                        * * * * *

Zamanla ilgili çok aykırı, çelişik bir tutumumuz
vardır: Birşeyler yapmak için gereksediğimiz
uzun, yoğun zaman süreleri özleriz hep; oysa,
zaten sahip olduğumuz upuzun, bomboş zaman
sürelerini boşuna geçirir,
çar-çur ederiz.




                        * * * * *

Hep daha fazlasını isteriz :
elimizdekinden daha fazlasını;
elde edebileceklerimizden daha fazlasını
— hep, daha, daha, daha da fazlasını : sonunda,
elimizde olanı da yitiririz
— elimizde olabilecek olanı da
elde edemez hale geliriz.
                               
                        * * * * *

Bir yola çıkan kişi,
bir yerden bıkandır;
bir yerde konaklayan ise,
bir yolda yorulan — bu
iki konum böylesine farklı…

                        * * * * *

Yola çıkan kişi, nereye ulaşabileceğini,
ancak yürüyüp, yolu aşıp, vararak bilebilir
— yol, yürünmeden, bilinmez…

Kendi yönünü bulamayan kişi için,
yolyoktur — bir sürüklenmedir
bütün yürümesi…

Kendi yolunu bulamayan,
bütün yolları boşuna yürür.

                        * * * * *

Yol, iki yer arası değildir —
yer, iki yol arasıdır.

Yola çıkan kişi,
bir yerden kalkıp bir yere ulaşmağa çalışan
değildir — yolu yürüyendir.

Yer görelidir; mutlak olan, yoldur
— ya da, yürümek…

                        * * * * *

Kişi çok uzun süre durursa, çöker;
ama, çok fazla hızlanırsa da, düşer…
                    ▬    ▬      ▬
İlginizi çekebilir:
1.Ermişin Bahçesi - Halil Cibran
2.Git Benimle Git Kendinle - Nietzsche



Bu Haftaki Tercihleriniz

KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİ (Emre CANER)

GÖR BENİ (Azra KOHEN)

BİR ÖMÜR BÖYLE GEÇTİ (Faruk Nafiz ÇAMLIBEL)

BANDO TAKIMI (Muzaffer İZGÜ)

ŞEMS-İ TEBRİZİ'NİN ÖĞRETİLERİ