İSLAM'DA BÜYÜK GÜNAHLAR (Yaşar Nuri ÖZTÜRK)
İslamiyet. Sevgi, barış, huzur, bereket, birlik… yolu; ancak tüm
bu olumlu ve güzel sözcükleri İslamla, teslimiyetle, Müslümanlıkla bir türlü
bağdaştıramıyoruz. Araştırmak, öğrenmek, anlamaya çalışmak yerine çoğu zaman
kulaktan dolma bilgilerle farklı sözcüklere yöneliyoruz. Ayıp, yasak, günah,
gericilik, karmaşa…
Yaşar Nuri Öztürk, bu eserinde İslam’da “günah” kavramını ele
almış. Kur’an’dan örnekler ve din büyüklerinden alıntılarla.
“Elinizdeki
eserin belli başlı bölümleri, bir yayın kuruluşu tarafından aynı adla, yıllar
önce yayınlanmıştı. (Hürriyet Yayınları, İstanbul, Nisan 1991) Üç yüz bin adet
basılıp dağıtılan o yayın çok büyük bir hizmet verdi ve ardından yüzlerce
mektup ve telefonla eserin tamamının yayını istendi.
Ve yayın
gerçekleştirildi. (Önsöz)”
Dört ana bölümden oluşan kitap, “İslam ve Günah Kavramı”, “Allah
Haklarını Zedeleyen Günahlar”, “Kul Haklarını Zedeleyen Günahlar”, “Lanet
Konusu Olan Günahlar” başlıkları altında toplanmış. Bunlar bir de alt bölümlere de ayrılıyor.
“yandınız, bittiniz, mahvoldunuz” nidalarının ve “onu yapma, bunu yapma” yasaklarının arasında bize bilginin ışığıyla seslenen bir kitap olma özelliğini taşıyor kanımca. Diyor ki adeta: “OKU”, “öğren”, “anla”. Dinde zorlama yoktur, tercih kişiye aittir; ancak dinin salt ibadet olmadığını kul ve toplum haklarının da bu bütünlükte önemli bir payının bulunduğunu unutma.
“yandınız, bittiniz, mahvoldunuz” nidalarının ve “onu yapma, bunu yapma” yasaklarının arasında bize bilginin ışığıyla seslenen bir kitap olma özelliğini taşıyor kanımca. Diyor ki adeta: “OKU”, “öğren”, “anla”. Dinde zorlama yoktur, tercih kişiye aittir; ancak dinin salt ibadet olmadığını kul ve toplum haklarının da bu bütünlükte önemli bir payının bulunduğunu unutma.
*
* * * *
“Olay
şudur: Her şey zıddıyla vardır ve tekâmül, zıdların
birlikteliği üzerine oturur. Eski Çinliler bunu ifade ederken oluşa Yin ve Yang’ın vücut verdiğini söylerlerdi. Yin; dişi, karanlık ve yumuşak kuvvet, Yang ise erkek, ışık kuvvetdir.
Adına ister Yin-Yang, ister tez-antitez, ister ışık-karanlık, ister
pozitif-negatif deyin, zıdların varlığı esastır.”
*
* * * *
“Günah bir anlamda dengenin yitirilmesi veya
zedelenmesidir. Bu, bazen ileri gitme ifratı, bazen de geride kalma tefriti
şeklinde belirir. İki halde de aşırılık vardır ve denge, şöyle veya böyle,
bozulmuştur. Mesela israf günahı, ileri derecede (ifrat) harcamadan, cimrilik
günahı ise gereğinden az harcama veya harcamada geri kalma (tefrit)dan doğar.
Bu iki günahın biri ifrata, biri tefrite oturan bir aşırılıkla dengeyi bozar.”
*
* * * *
“Şimdi
insanlar, bu fotoğrafı çekilebilen tesettür olayına ayırdıkları zaman ve
enerjinin yüzde birini gıybet illetinin bertaraf edilmesine ayırmıyorlar. Ve
gıybet, her gün, herkesin ruhunu kemirmeye, toplumu tahribe devam ediyor.”
* * * *
*
“Kul
hakkı bazen mala, eşyaya ilişkin olmayabilir. Sövme, kötü söz, alay, kalp kırma
birer kul hakkı konusudur. Bunlardan kurtulmak için tevbe etmek yetmez. Bunlar
evvela kul hakkı, ikinci olarak ve aynı zamanda Allah hakkıdır. O halde böyle
haklar altında olanlar önce ilgiliden helâllik alacak, sonra da Allah’a tevbe
edeceklerdir. Bu iki şarttan birinin eksikliği, kurtuluşu engeller.”
*
* * * *
“Dünya
bir imtihan alanıdır. Bu imtihanın sonucunu herkes dünyadan ayrılınca öğrenir.
Bu demektir ki, kimin kazanıp kimin kaybettiğini bu dünyada belirlemek mümkün
değil. Mechullerimizden biri de bu. İslam’ın en büyük velilerinin bile bu
prensibe sıkı sıkıya bağlı kaldıklarını görüyoruz.”
*
* * * *
“Hz.
Peygamber, kötüye ve çirkine davetiye çıkaran bir yaradılışa sahip değildi.
Güzel isimlerle güzele ve iyiye yorumlar yapar, güzel kelimeler duyunca
onlardan hareketle güzelliğe ve mutluluğa çağrılar çıkarırdı. Bunun içindir ki
o; çirkinlik, mutsuzluk, şiddet, sıkıntı, bunalım ifade eden isimleri, deyimleri
hiç sevmez, bunları değiştirir, kullandırmazdı. Çünkü o; güzeli ve iyiyi
şekillendirme ve yaşatmada Allah’ın dostu olarak insanı görüyordu. İnsanın
iyiye ve güzele çıkardığı davetiye, Allah tarafından mutlaka dikkate alınır.”
*
* * * *
“Günlük
hayatımızda amel diye
adlandırdığımız ibadetler birer kurtuluş belgesi değil, birer kurtuluş ümidi ve
iyi yolda olma karinesidir. Karine,
garanti ve delil değildir.”
*
* * * *
“Gıybet,
bir kimsenin ayıp, noksan ve kusurlarını onun arkasından söylemektir. Gıybette
ölçü Hz. Peygamber tarafından, bir soru üzerine şöyle konmuştur ki bu, gıybetin
Allah Elçisi diliyle tanımıdır: ‘Gıybet,
kişiyi, duyduğunda hoşlanmayacağı bir şeyle anmandır. Eğer söylediğin şey onda
varsa bu gıybet olur; eğer yoksa bu ona iftira etmektir.’”
*
* * * *
“Emanet, iman kelimesiyle aynı
köktendir. Bu demektir ki iman da bir emanet taşıma olayıdır.
İman,
kozmik emaneti taşıma bilincine ulaşmış olmayı ve bu taşıma görevinin
üstlenildiğini ilan etmektir.”
*
* * * *
“İşleri ehil olanlara vermemek, başka bir
ifadeyle, emaneti ehil olmayana vermek de emanete hıyanetin en kötü
görünümlerinden biridir.”
▬ ▬ ▬
İlginizi
çekebilir:
2.YenidenYapılanmak – Yaşar Nuri Öztürk
3.ÇıplakUyarı – Yaşar Nuri Öztürk