KIRMIZI PAZARTESİ (Gabriel Garcia MARQUEZ)

Renklerden - Kırmızı
Günlerden - Pazartesi

İşlenecek bir cinayetin ayak sesleri.

Sesi herkes duyuyor; ama...
Kulaklarını mı tıkıyor, yanıldığını mı düşünüyor, “Bir şey olmaz” mı diyor?

Günlerden - Pazar

Yazarlardan - Gabriel Garcia Marquez
Kitaplardan - Kırmızı Pazartesi


“Başkalarının rüyalarını, yemekten önce aç karnına anlatmaları koşuluyla, doğru yorumlamakta üstüne yoktu kadının, ama ne oğlunun gördüğü o iki rüyada herhangi bir uğursuzluk belirtisi fark etmişti, ne de ölümünden önceki sabahlarda kendisine anlatmış olduğu daha başka ağaçlı rüyalarında.”

                    * * * * *

“Santiago Nasar kendi doğası gereği neşeliydi, barışçıldı, açık yürekliydi.”

                    * * * * *

“Hiç kimse acaba Santiago Nasar önceden uyarılmış mıydı diye merak etmemişti, çünkü öyle olmaması imkânsız gelmişti herkese.
Aslında kız kardeşim Margot, onu öldüreceklerinden henüz haberi olmayan pek az kimseden biriydi. ‘Bilseydim, elini kolunu bağlayarak da olsa onu alıp eve götürürdüm.’ diye ifade vermişti sorgu yargıcına. Onun bunu bilmemesi garipti, ama annemin de bilmemesi büsbütün garipti, çünkü kiliseye ayine gitmek için bile yıllardan beri sokağa çıkmadığı halde, her şeyi evdeki herkesten önce öğrenirdi annem.”

                                               * * * * *

“Yine her zamanki gibi oldu, ona bir şey anlatmaya başlarsın, öykü daha yarısına varmadan nasıl biteceğini bilir.”

                                               * * * * *

“Geçmişi, üzerinde sanatçı kılığıyla gemiden indiği akşamın ötesine geçemiyordu; kökeni konusunda öyle ketumdu ki, en olmayacak söylentiler bile doğru olabilirdi.”


                                               * * * * *

“ ‘Bu yüzden öldü’ dedi bana Doktor Dionisio Iguaran. ‘Bizlerden daha sağlıklıydı, ama insan onun göğsünü dinleyince yüreğinin içinde fokurdayan gözyaşlarını duyabiliyordu.’”


                                               * * * * *

“Bunu kaç kez tekrarlamam gerekti, çünkü biz dördümüz okulda birlikte büyümüştük, daha sonra tatillerde de birlikteydik, birbirimizle paylaşmadığımız bir sırrımız olabileceğine, hele hele bu kadar büyük bir sırrın olabileceğine kimse inanmazdı.”

                                               * * * * *

“Yine de işin aslına bakılırsa, Vicario kardeşler Santiago Nasar’ı hiç kimsenin haberi olmadan, hemen öldürmek için gereken hiçbir şeyi yapmamışlardı, tam tersine biri çıkıp da onu öldürmelerini engellesin diye akla gelebilecek her çareye başvurmuşlar, ama bunu sağlamayı başaramamışlardı.”

                                               * * * * *

“ ‘Santiago Nasar’ı öldüreceğiz’ demişti.
İyi insanlar olarak öyle nam salmışlardı ki, kimse aldırış etmemişti onlara. ‘Biz o sözlerin sarhoş palavraları olduğunu sanmıştık’ diye ifade vermişlerdi. Kasapların birçoğu, tıpkı onları daha sonra gören Victoria Guzmán’la daha başka pek çok kişi gibi.”

                                               * * * * *

“416’ncı sayfanın kenarına eczacıdan aldığı kırmızı mürekkeple, kendi el yazısıyla şu notu düşmüştü: Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım.”
                                          ▬    ▬      ▬
İlginizi çekebilir:
1.Tanios Kayası - Amin Maalouf
2.İvan Denisoviç'in Bir Günü - Soljenitsin
3.Gülün Adı - Umberto Eco

Bu Haftaki Tercihleriniz

KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİ (Emre CANER)

GÖR BENİ (Azra KOHEN)

BİR ÖMÜR BÖYLE GEÇTİ (Faruk Nafiz ÇAMLIBEL)

BANDO TAKIMI (Muzaffer İZGÜ)

ŞEMS-İ TEBRİZİ'NİN ÖĞRETİLERİ