KUANTUM BENLİK (Danah ZOHAR)

Danah Zohar’ın “Kuantum Benlik” adlı kitabını birkaç yıl önce düzenlenen ufak çaplı bir kitap fuarından almıştım. İsmi oldukça iddialı gelmişti; ama ben de çok duyduğum “kuantum” sözü hakkında bilgi edinmek istiyor, hangi kitabı alacağıma karar veremediğim için işi hep sürüncemede bırakıyordum. Kitap dolu dolu 284 sayfa ve fiyatı da çok uygun olunca daha fazla kayıtsız kalamazdım. Peki, acaba doğru bir seçim mi yapmıştım?


Kitabın yazarı fizik üzerine eğitim almış. Eşi de psikoloji ve psikoterapi... Kitap bölümlerden oluşuyor. Bölümleri tek tek yazmıyorum; ancak alıntı yaptığım kısımların bölüm adlarını parantez içinde belirttim. Kitapta anlatılanlar hakkında genel olarak bir fikir sahibi olmanıza katkıda bulunacağını umarım. Gelelim kitaba:

“Kuantum kuramıyla ilk kez on altı yaşımdayken tanıştım. Bu erken tanışma kuşkusuz hem yaşamımı hem de genelde ‘yeni fizik’ diye adlandırılan olgunun içerimlerine bakış açımı etkiledi. Buluğ çağımın son dönemlerinde birçok şey belirsizleşti ve kendimi, ‘Ben kimim, niye buradayım, bütün varlıklar arasında benim yerim ne, dünya niye böyle, bir gün ölecek olmamın anlamı ne?’ gibi büyük sorulara en kısa zamanda yanıt bulma gerekliliği konusunda yoğun bir baskı altında hissettim. Anne ve babamın kalıplaşmış kısa yanıtları büyükannemle büyükbabamın basit yöntemci düşünceleri bana ışık tutmaktan çok uzaktı. Ancak yeni fizik bana bir çeşit şiirsel bakış açısı sunar gibiydi. (Önsöz)”

                                               * * * * *

“Ne yazık ki bu inancın ve tutkunun peşinden gitmek yirmi yıl kadar zamanımı aldı. Üniversite lisansımı fizik üzerine yapmama rağmen ya da belki bu nedenle yaşam mücadelesinde kendimi başka işlere kaptırdım. (Önsöz)”

                                               * * * * *

“Bu kitabı oluşturmamda birçok insanın emeği geçti. Özellikle Oxford Fizik ve Felsefe grubu üyelerine yaptığımız saatlerce süren aydınlatıcı çalışmalar için ve Oxford Psikoterapi Derneği’ne yapmış oldukları konuşma programının benim üzerinde çalıştığım konuları içerme inceliğini göstermelerinden dolayı çok teşekkür etmek isterim. (Önsöz)”

                                               * * * * *

“Eşimin entelektüel katkısından söz etmiştim. Fakat bunun ötesinde bu kitabın ortaya çıkmasını mümkün kılan onun sabrı, bitmez tükenmez mizah anlayışı ve saatler süren yaratıcı bebek bakıcılığı oldu. Bunların yanında, Oxford şehri ve üniversitesine, Port Çayırlığı ve publarına, Santa Barnabas Kilisesi’nin ‘çanlarına ve kokularına’, her köşe başında varlıklarıyla ruhu yücelten sayısız güzel binaya, kütüphanelere, ders salonlarına, ihtiyacı olan herkese açık seminer odalarına ve sık sık konuşmaya ve fikir alışverişine olanak tanıyan çok sayıda üniversite öğretim görevlisine teşekkür borçluyum. kuantum fiziği bile kendimizi çevremizden ayıramayacağımızı gösterir; eğer başka bir yerde olsaydım bu kitabı yazabileceğimden kuşkuluyum. (Önsöz)”

oxford üniversitesi

Kuantum fiziği ve bunun popüler hale gelmiş şekli “kuantum” başlıklı birçok kitap son yıllarda piyasada epey yer ediniyor. Tabii ki birçok fizikçinin buna yıllarını verip araştırmalar yaptığını düşünürsek iş o kadar da basit değil. Ancak bu kitapta pek çok şey temel fizik bilgisi olan birinin rahatlıkla anlayabileceği şekilde aktarılmış. Teorik bölümler, terimler de var; ama eğer bu tip konularla ilgileniyorsanız muhtemelen fazla zorlanmazsınız. Ya da benim gibi anlayabildiğiniz yerlere öncelik verir, anlayacağınızı düşündüğünüz bölümlerle ilgili bir iki ufak araştırma yapar, anlamadığınız bölümlerin üzerinde de fazla durmazsınız. Ne yazık ki, belki de ne iyi ki, “her şeyi” anlamamız, bilmemiz mümkün değil. 


                                                  

                                               * * * * *

“Kitabın hedefi kuantum fiziğinin kendisiyle ilgili olmaktansa, onun getirilerinin günlük yaşam anlayışımızı nasıl aydınlatabileceği ve kendimizle, ötekilerle, kısacası tüm dünyayla olan ilişkimizi daha iyi anlamamıza nasıl yardımcı olacağıdır. (Günlük Yaşamın Fiziği)”

                                               * * * * *

“Yüzyılımızın yazılı eserlerinin çoğunda ve çok sayıda insanın deneyimlerinde yadsınamayacak bir çözülme görülür. Kültürümüz ahlaksal, ruhsal ve estetik, her açıdan bir sıkıntı içindedir. Birçok ‘eski değer’ ve genel kanı sorgulanamaz durumlarını yitirmiş ve biz kendi kendimizle baş başa kalmışızdır. (Günlük Yaşamın Fiziği)”

                                               * * * * *

“Kendimizle ve ötekilerle olan ilişkimizde Newtoncu etki çok büyüktür. Eğer biz yaratılışın kazara oluşmuş bir ürününden başka bir şey değilsek ve denetimimiz dışındaki sayısız gücün oyununda bir piyondan ibaretsek, nasıl olur da hem kendimiz hem de ötekiler için anlamlı bir sorumluluk taşıyabiliriz? (Günlük Yaşamın Fiziği)”

                                               * * * * *

“Kuantum fiziği farklıdır. Atom taneciğinin içindeki mikro dünyanın fiziği olarak bize; gördüğümüz her şeyin iç işleyişini ve en azından fiziksel olarak ne olduğunu anlatır. (Günlük Yaşamın Fiziği)”

                                               * * * * *

“Nasıl başka bir insanı asla tam anlamıyla anlayamıyor, ne kadar kafa yorsak da onun özünü bir türlü kavrayamıyorsak, temel parçacığı da anlayamayız. Sanki yalnızca sis içinde gölgeler görmeye ebediyen lanetlenmişizdir. Kuantumun doğasındaki belirsizlik, kuantum mekaniği tarafından tartışılan temel felsefi sorunların, yani gerçekliğin doğası sorunsalının odak noktasını oluşturur. (Yeni Fizikte Yeni Olan Nedir?)”

                                               * * * * *

“Doğanın türlü olasılıklarından biri hangi aşamada ve niçin kendini ‘gerçek şeyler’ dünyasında sabitler? (Yeni Fizikte Yeni Olan Nedir?)”


                                               * * * * *

“Bu, tıpkı poker oyununun kurallarında olduğu gibi, yere açılan birçok elden hangisini seçip o elle neler yapabileceğimizi düşünürken, bize asıl dağıtılmış elden habersiz kalma halimiz gibi, olasılıklar listesini çıkarmamızı sağlayan matematiksel bir denklemdir. Bu tamamıyla bir olasılıklar hesabıdır. (Bilinç ve Kedi)”

                                               * * * * *

“Thorpe’a göre ‘bir denizlalesinin bile davranış biçimi sanıldığından çok daha karmaşıktır. Sadece kendiliğinden davranışlarda bulunmaz, özenli, amaçlı çok sayıda eylem modeli sunar’ der ve bunları hızlandırılmış bir filmde kolaylıkla izleyebileceğimizi de ileri sürer. (Elektronların Bilinci Var mı?)”

deniz lalesi

                                              
* * * * *

“Bilgisayar modeli hala birçok beyin araştırmasını etkilemektedir ve kendimizi algılayış biçimimizde bunun izi vardır. Birçok kez, ‘veriye ihtiyacımız olduğundan’ ya da ‘değerli çıkış’ verdiğimizden söz ederiz. Beyinlerimiz ‘donanım’, zihinlerimiz ‘yazılım’dır. Açılır, kapanırız; sigortalarımız atar ve başarıya ya da başarısızlığa göre programlanırız. Artık modern biyolojinin tümü davranışsal programa göre işler. Oysa eskiden bir amaç ya da en azından yön duygusu vardı. Şimdi kendimizi ‘zihin makinesi’ olarak görüyoruz. (Bilinç ve Beyin İki Klasik Model)”

                                               * * * * *

“Descartes’ın dediği gibi, ‘Zihinle beden arasında çok büyük bir fark vardır; öyle ki beden doğası gereğince bölünebilir oysa zihin kesinlikle bölünemez. (Bilinç ve Beyin İki Klasik Model)”

                                               * * * * *

“Hem fizikçiler hem de filozoflar kendilerinin bilincin birliğiyle anlamlı bir ilişki içinde olup olmadıklarını merak etmeye başladılar. (Bilincin Kuantum Mekanik Modeli)”

                                               * * * * *

“Kanalın kenarına oturup dişbudak ağacının varlığını fark eden, yaklaşmakta olan trenin gürültüsüne dikkat eden ve hafif bir sırt ağrısı hisseden insanlar üç ayrı kişi değildir; bunların hepsi benim. (Bilincin Kuantum Mekanik Modeli)”

                                               * * * * *

“Ya da tüm sanat ve anlam sorununun kaynaklandığı Van Gogh’un bir çift köylü ayakkabısı tablosunu düşünün. Tablonun altındaki tuval ve üzerine yayılmış boya lekeleri onun oluştuğu temel malzemedir, fakat ne her baktığımızda bizi yeniden hayrete düşüren sanat eseri, ne de Van Gogh’un amaç, niyet ve yaşam öyküsü bunlara indirgenebilir. Tablo kendi içinde bir şeydir, daha önce hiç açığa çıkmamış şeyi işleyen bir bütündür. Ve bu bütünü, ayakkabıları ve onları giyen köylüyü onun emeğini ve bu emeğin verildiği toprağı, toprağın ve yeryüzünün bizim için temsil ettiği her şeyi bir araya getirerek (birbirine bağlayarak) anlatır. (Zihin ve Beden)”
görsel: vincent van gogh

                                               * * * * *

“Bir taraftan, ‘Ben şunları şunları yapan, şöyle şöyle konuşan vb. insanın aynısı değilim’ ya da ‘O eskiden şimdiki halini cebinden çıkarırdı’ gibi şeyler söylerken, diğer taraftan da ‘Aslında ben hiç değişmedim’ ‘Ben her zaman ben kalacağım’, ‘Ben hala eskiden olduğum kişiyim’ gibi şeyler söyleriz. (Ben Olan Kişi: Kuantum Kimlik)”

                                               * * * * *

“Ben annemin kollarında bebek, bir genç kız, bir genç kadın vs. olan o kişiyim, fakat geçmişimin bu her bir yönü aynı zamanda şu andaki benim. Benim yeniden yaşayan geçmişim benim şimdimden nasıl ayrılmazsa, benim şimdim de geçmişimden ayrılamaz. Eliot’ın dediği gibi ‘Geçmiş zaman ve gelecek zaman; her ikisi de şimdiki zamanda mevcuttur. (Ben Olan Kişi: Kuantum Kimlik)”

                                               * * * * *

“Birçok psikoloğun belirttiği gibi belirttiği gibi, narsisizm öz-sevgiden çok öz-nefrettir ve genelde boşluk, değersizlik, kişisel parçalanma ve hapsedilmiş öfke duygularıyla bir arada yaşanır. (Narsisizmin Ötesine Geçmek: Yeni Kuantum Psikolojisinin Temelleri)”

                                               * * * * *

“Şair John Done bir şiirinde şöyle der:
‘Hiçbir insan kendi başına bir ada değildir, her insan kıtanın bir parçasıdır, anakaranın bir parçasıdır. (Narsisizmin Ötesine Geçmek: Yeni Kuantum Psikolojisinin Temelleri)”

                                               * * * * *

“Bir seçim yaparken aynı zamanda o seçimi niye yaptığımız için bir neden de yaratırız. Daha sonra mantığımız bu nedeni seçimimizi açıklamak için kullanır. Fakat başka bir seçim, mantığın açıklama gereksinimini giderecek başka bir nedenle bağdaşabilir.
Ben, sigarayı sağlığıma zararlı olduğu için bıraktım, derim. Fakat eğer bırakmayı başaramamışsam, bırakamadım çünkü iradem zayıftı ya da çünkü sigara sinirlerimi yatıştırıyor gibi bir şeyler söyleyecektim. (Özgür Benlik Kuantum Sorumluluk)”

                                               * * * * *

“Kültürle doğanın birbirlerinden ayrılması hem her çeşit göreceliğe (olgusal, ahlaksal, estetik ve tinsel değer yargıları) hem de dogmalara ve aşırı köktendinciliğe yol açtı. (Kuantum Dünya Görüşü)”
                                            ▬    ▬      ▬

Bu Haftaki Tercihleriniz

BİR ÖMÜR BÖYLE GEÇTİ (Faruk Nafiz ÇAMLIBEL)

KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİ (Emre CANER)

YEŞİL MÜREKKEP (Osman BALCIGİL)

SANATIN GEREKLİLİĞİ (Ernst FISCHER)

DEDE KORKUT HİKAYELERİ