YÜKSEK BİLİNÇ KILAVUZU (Ken Keyes Jr.)

Bağımlılıklar, ego, sosyal roller arasında kaybolan, kendi özünü kaybetmeye başlayan insanoğlu.

Kitap, tüm engellere ya da olumsuzluklara rağmen, sahip olduğumuz öze kavuşmanın formüllerini veriyor. Kitabın başlığı ise oldukça iddialı: “Yüksek Bilinç Kılavuzu”.



Günlük yaşamımız içerisine bu kılavuzda yazılanları nasıl entegre edebiliriz acaba?




Kitabın ilk bölümlerinde kitabın neden yazıldığıyla ilgili ayrıntılı bilgiler mevcut. Yeni baskıları bilmiyorum ama elimdeki baskı yirmi beş bölümden oluşmakta. Sonda ise kitabı özetler nitelikte üç tane ek bulunuyor.

Giriş kısmında vücudumuzun çalışma sisteminden genel olarak söz edilmiş. Her şey tıkır tıkır işliyor. Ufacık bir sapma, bir yanlışlık olmadan aynı anda binlerce işlem gerçekleşiyor bedenimizde. Hem de her saniye. Maalesef biz bunun farkında bile değiliz. Ancak hastalandığımızda yani sistemde aksama meydana gelince “Ne oluyor?” diye sormak aklımıza geliyor.



“Sahip olduğunuz biyokompüter evrendeki en harika araçtır. Tek sorununuz onu uygun biçimde kullanmayı öğrenmek. O iki milyon görme girişi ve yüz bin işitsel girişi aynı anda işleme sokma kapasitesine sahiptir. Biyokompüteriniz tüm parçalarını sürekli çalıştırır ve aynı anda milyonlarca işlem yapabilir. (Önsöz)”



                                               * * * * *

“Mutsuzluğunuz için genellikle insanları ve koşulları suçlasanız da sizi mutsuz eden asıl şey kafanızdaki kalıplardır. Yüksek bilinç yolculuğunuz sizi, sevgi ve huzur dolu, akıllı ve hoş olmayan duyguların amansız saldırısından da özgür kılacaktır.”

Ön yargılarımız, alışkanlıklarımız, egomuz huzurlu olmak yolunda bizi alıkoyan başlıca engeller. Anlık öfkelerimizin yanında bazen yıllarca süren kinimiz; Ayşe’nin giyimi, Ahmet’in sözleri; dün olanlar, ertesi gün yapılacaklar…
Bizi bizden uzaklaştırıp dış koşullara bağımlı hale getiren onlarca sebep. Şöyle yapsaydım, böyle deseydim; şunu söylemeliyim, bunu yapmalıyım…
Telaşımız içinde kaybolduğumuzdan dönüp kendimize bakamıyor,  sahip olduğumuz mucizenin farkına bile varamıyoruz.

                                               * * * * *

“Yaşamanızdaki insanları ve koşulları değiştirerek sevgi dolu, sakin, etkili ve mutlu bir insan olmaya çalışırken duygularınızın iniş-çıkışlarıyla başa çıkmak için harcadığınız enerjiyi düşünün. Yıllar geçtikçe görürsünüz ki mutluluk arayışınız, gökkuşağının sonundaki altın sepeti aramak kadar ümitsiz.”

                                               * * * * *

“Bilinçli varlıklar olarak mutluluğu bulmak için ihtiyacımız olan tek şey kim olduğumuzu (bizler saf bilinçleriz, oynadığımız sosyal roller değil) ve yaşadığımız anın (burada ve şimdi’nin) koşullarının tam olarak neler olduğunu açıkça algılayabilmektir.”

                                               * * * * *

“İnsanların çoğu sürekli olarak geçmişte neler yaptıkları ya da gelecek için neler planladıkları hakkında konuşarak kendilerini düşük bilinç düzeylerinde tutarlar. Çeşitli düşünceler içinde boğulmak ve bunlar hakkında konuşmak şu anı dolu dolu yaşamanızı engelleyeceğinden, geçmişi tartışıp durmaktan ya da bilincinizin geçmişte yaşamasına izin vermekten vazgeçmek en iyisidir.
Sürekli geleceğe yönelik düşüncelerle meşgul olmak en iyi geleceği getirmez. Şu anda yapmanız gereken bir şey varsa hemen yapın. Yapmanız gerektiğini hissettiğiniz şeyi yaptıysanız bilincinizi gelecekle ilgili düşüncelerle doldurmaya hiç gerek yok.”



                                               * * * * *
“Shakespeare şöyle diyor:
Dünya bir sahnedir
Ve tüm erkekler ve kadınlar da birer oyuncu,
Girerler, çıkarlar
Ve bir insan birçok bölüm oynar kendi zamanında.

Sevdiğim bir söz vardır: “Hayat sahneye provasız çıktığımız bir tiyatro oyunudur.”
Hayat bir oyun. Bir gün sona erecek, hepimiz rollerimizden sıyrılıp özümüzle karşılaşacağız belki de. “Yüksek Bilinç Kılavuzu” bu oyundaki farkındalığımızı artırmamıza yardımcı olabilecek bir kitap. Verilen uygulamalar, öneriler işinize yarar mı bilemem ama en azından kendinize ve çevrenize bakışınız değişecektir kanısındayım.

                                               * * * * *

“Yüksek bilinç, mistik, metafizik, çok uzak bir durum değildir. İnsan olarak doğuştan hakkınız olan uygulanabilen, güzel bir düşünce yapısıdır.”

                                               * * * * *

“Bir yıl, her biri bilincinizi geliştirme fırsatı sunan 31.536.000 saniyeden oluşur. Bu otuz bir milyon fırsatı nasıl değerlendireceğiniz size bağlıdır.”

                                               * * * * *

“Bir çocuk yüksek bilinç yolculuğunuzda büyük bir öğretmen olabilir. Küçük bir çocuk, rasyonel düşünce bilinç akışınızı etkilemeden önce, sürekli burada ve şimdiyi yaşamanın nasıl bir şey olduğunu gösterebilir. Çocuk, bilincini her yeni duruma anında uydurabilir. İstediği bir şey reddedildiğinde ağlayarak egosuyla tepki verebilir. Fakat bir dakika sonra dikkatini yaşamın sunduğu o anki duruma verir ve yeniden eğlenmeye, gülmeye başlar. Bu yüzden bir bebeğin bilinci karşılaşılan durumlara sarılmaz ve onları rasyonel düşünceyle çalkalamaz.”

                                               * * * * *

“Nasıl ki geceleyin başımızın etrafında vızıldayan bir sivrisinek bizi uyutmuyorsa, sadece tek bir bağımlılık bile bizi mutluluğu deneyimlemekten alıkoyabilir.”

                                               * * * * *

Kitap Hakkında Kim Ne Demiş?

(İşaretli yerlere tıklayarak yazıların tamamını okuyabilirsiniz)

Benim için beğenerek ve ilgiyle okuduğum bir kitap oldu. "Sevgi" ve "ânı yaşamak" ön planda. Ama burada "an"dan kasıt "dünyaya bir kere geldik eğlenelim, gülelim" değil, "yaşadığımız mucizenin farkına varalım".
Kitaptaki uygulamalar ve öneriler oldukça faydalı; ancak günümüzün yaşam temposu içinde bunların ne kadarı gerçekleştirilir bilemem. Herhalde kişiden kişiye değişir. Ama daha huzurlu, daha mutlu bir yaşam her insanın arzusu.
Kitapta yer alan öğretiler ve on iki yol hakkında biraz daha ayrıntılı bilgi isterseniz kitapla aynı adı taşıyan "Yüksek Bilinç Kılavuzu" adlı yazıyı okuyabilirsiniz. 
Kendi yolculuğunuzda iyi seyirler...
                             ▬    ▬      ▬
İlginizi Çekebilir:

Bu Haftaki Tercihleriniz

BİR ÖMÜR BÖYLE GEÇTİ (Faruk Nafiz ÇAMLIBEL)

KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİ (Emre CANER)

YEŞİL MÜREKKEP (Osman BALCIGİL)

SANATIN GEREKLİLİĞİ (Ernst FISCHER)

DEDE KORKUT HİKAYELERİ